Eğirdir Gölü için bakanlık ve DSİ’ye rapor sunulacak

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 14.10.2020 - 12:50, Güncelleme: 14.10.2020 - 12:50
 

Eğirdir Gölü için bakanlık ve DSİ’ye rapor sunulacak

Eğirdir Gölü’nde son yıllarda su seviyesinde yaşanan azalmayı değerlendiren Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Anabilim dalı öğretim görevlisi Dr. Mehmet Gürdal, gölün kurtarılması için gerekli raporları hazırladıklarını ve bunları Tarım ve Orman Bakanlığına ve Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne (DSİ) sunacaklarını bildirdi.
Isparta’da bulunan Eğirdir Gölü’ndeki su kotu son 3 yılda 1 metre 55 santim azaldı. Göldeki su seviyesinin azalmasını değerlendiren turizmi akademisyen Dr. Mehmet Gürdal, Eğirdir gölünün bir baraj gölü olmadığını ifade ederek, bir an önce önlem alınması gerektiğini vurguladı. Göldeki hüzünlü durumun kendilerini üzdüğüne değinen Gürdal, “Gölümüz topoğrafik bakımı itibariyle 479 kilometrekareyi kaplamaktadır. Gölümüzün su seviyesi o dönem için 4 milyar metreküp idi. Bugün ise alanı 479 kilometrekare alandan 250 kilometrekareye düştü. Ve su miktarı da 4 milyar metreküpten 3,5 metreküpe düşmüş bulunmaktadır. Ayrıca normal olarak 22 metre olan derinlik bugün 6-7 metreye kadar düşmüş bulunmaktadır. Bu göl Göller Bölgesinin akciğeridir. Niye akciğeridir; Türkiye’de içilebilir su kaynağı olan nitelikte bir Eğirdir Gölü var, bir de Beyşehir Gölü var. Bu gölü kaybettiğimiz zaman Eğirdir’in hem turizm bakımından hem sosyoekonomik bakımından büyük bir gelir kaybına uğrayacağını düşünüyorum” dedi. “Tarım alanları damlama sulama sistemine geçmeli” Dr. Mehmet Gürdal, kent merkezi ve gölün kuzeyinde yer alan ilçelerin özellikle içme suyunu Eğirdir Gölü’nden karşıladıklarını belirterek, “Dolayısıyla her il ve ilçe kendi mücadele alanlarıyla bu suyu temin etmek zorundadırlar. Ayrıca elma bahçelerinin sulanmasında vahşi sulama dediğimiz salma sulama ile yapılmaktadır. Biliyoruz ki tatlı su kaynaklarının yüzde 75’i tarım alanlarında kullanılmaktadır. Onun için bu çevredeki tarım alanlarının salma suyu yerine damla sulama sistemine geçmeleri zorunludur. Ayrıca Kovada Gölü var. Eğirdir’e 25 kilometre uzaklıkta olan Kovada Gölü de Eğirdir Gölünden beslenmektedir. Ayrıca 2 adet Hidroelektrik (HES) santrali çalıştırılarak ülkemize elektrik sağlanmaktadır. Bu bakımdan da Eğirdir Gölü çok önemlidir. Bizler gerekli raporlarımızı hazırladık. Tarım ve Orman Bakanlığına ve DSİ’ye sunacağız. İnşallah gölümüz eski haline gelecek” diye konuştu. “Eğirdir kültür kentidir” Eğirdir’in sadece coğrafi doğa güzellikleri değil, aynı zamanda bir kültür kenti olduğunu vurgulayan Gürdal, “Hıristiyan hacı adayları mübadeleden önceki yıllarda 1924 yılından önce Kudüs’e giderken Eğirdir Gölü üzerindeki Yeşilada’da bulunan Ayastefanos Kilisesi’nde ayin yaparlar ve buradan yaptıkları dualar sonrası Kudüs’e kadar giderlerdi. Burada Hıristiyanlar ile Türkler kardeşçe yaşamışlar, birbirleriyle kız alışverişinde bulunmuşlardır. Dolayısıyla Hıristiyanlar 1924 yılında yapılan mübadele sonucu buradan ağlayarak Selanik ve Yunanistan’ın değişik bölgelerine gitmişler, oradaki Türkler de Anadolu’nun değişik yerlerine gelmişlerdir. O bakımdan Eğirdir sadece doğa kenti değil, aynı zamanda kültür kentidir. Eğirdir’in korunması, özellikle Eğirdir Gölü’nün korunması hayati önem taşımaktadır” ifadelerini kullandı.
Eğirdir Gölü’nde son yıllarda su seviyesinde yaşanan azalmayı değerlendiren Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Anabilim dalı öğretim görevlisi Dr. Mehmet Gürdal, gölün kurtarılması için gerekli raporları hazırladıklarını ve bunları Tarım ve Orman Bakanlığına ve Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne (DSİ) sunacaklarını bildirdi.

Isparta’da bulunan Eğirdir Gölü’ndeki su kotu son 3 yılda 1 metre 55 santim azaldı. Göldeki su seviyesinin azalmasını değerlendiren turizmi akademisyen Dr. Mehmet Gürdal, Eğirdir gölünün bir baraj gölü olmadığını ifade ederek, bir an önce önlem alınması gerektiğini vurguladı. Göldeki hüzünlü durumun kendilerini üzdüğüne değinen Gürdal, “Gölümüz topoğrafik bakımı itibariyle 479 kilometrekareyi kaplamaktadır. Gölümüzün su seviyesi o dönem için 4 milyar metreküp idi. Bugün ise alanı 479 kilometrekare alandan 250 kilometrekareye düştü. Ve su miktarı da 4 milyar metreküpten 3,5 metreküpe düşmüş bulunmaktadır. Ayrıca normal olarak 22 metre olan derinlik bugün 6-7 metreye kadar düşmüş bulunmaktadır. Bu göl Göller Bölgesinin akciğeridir. Niye akciğeridir; Türkiye’de içilebilir su kaynağı olan nitelikte bir Eğirdir Gölü var, bir de Beyşehir Gölü var. Bu gölü kaybettiğimiz zaman Eğirdir’in hem turizm bakımından hem sosyoekonomik bakımından büyük bir gelir kaybına uğrayacağını düşünüyorum” dedi.

“Tarım alanları damlama sulama sistemine geçmeli”

Dr. Mehmet Gürdal, kent merkezi ve gölün kuzeyinde yer alan ilçelerin özellikle içme suyunu Eğirdir Gölü’nden karşıladıklarını belirterek, “Dolayısıyla her il ve ilçe kendi mücadele alanlarıyla bu suyu temin etmek zorundadırlar. Ayrıca elma bahçelerinin sulanmasında vahşi sulama dediğimiz salma sulama ile yapılmaktadır. Biliyoruz ki tatlı su kaynaklarının yüzde 75’i tarım alanlarında kullanılmaktadır. Onun için bu çevredeki tarım alanlarının salma suyu yerine damla sulama sistemine geçmeleri zorunludur. Ayrıca Kovada Gölü var. Eğirdir’e 25 kilometre uzaklıkta olan Kovada Gölü de Eğirdir Gölünden beslenmektedir. Ayrıca 2 adet Hidroelektrik (HES) santrali çalıştırılarak ülkemize elektrik sağlanmaktadır. Bu bakımdan da Eğirdir Gölü çok önemlidir. Bizler gerekli raporlarımızı hazırladık. Tarım ve Orman Bakanlığına ve DSİ’ye sunacağız. İnşallah gölümüz eski haline gelecek” diye konuştu.

“Eğirdir kültür kentidir”

Eğirdir’in sadece coğrafi doğa güzellikleri değil, aynı zamanda bir kültür kenti olduğunu vurgulayan Gürdal, “Hıristiyan hacı adayları mübadeleden önceki yıllarda 1924 yılından önce Kudüs’e giderken Eğirdir Gölü üzerindeki Yeşilada’da bulunan Ayastefanos Kilisesi’nde ayin yaparlar ve buradan yaptıkları dualar sonrası Kudüs’e kadar giderlerdi. Burada Hıristiyanlar ile Türkler kardeşçe yaşamışlar, birbirleriyle kız alışverişinde bulunmuşlardır. Dolayısıyla Hıristiyanlar 1924 yılında yapılan mübadele sonucu buradan ağlayarak Selanik ve Yunanistan’ın değişik bölgelerine gitmişler, oradaki Türkler de Anadolu’nun değişik yerlerine gelmişlerdir. O bakımdan Eğirdir sadece doğa kenti değil, aynı zamanda kültür kentidir. Eğirdir’in korunması, özellikle Eğirdir Gölü’nün korunması hayati önem taşımaktadır” ifadelerini kullandı.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ispartamhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.