Dedesinden kalan gramofona gözü gibi bakıyor

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 09.02.2021 - 11:07, Güncelleme: 09.02.2021 - 11:07
 

Dedesinden kalan gramofona gözü gibi bakıyor

Burdur’da kuyumculuk yapan ve dedesinden kalan gramofona gözü gibi bakan Mustafa Özboyacı’nın antika tutkusu, dededen toruna devam ediyor.
Burdur’da kuyumculuk yapan Mustafa Özboyacı, dedesinden kalan antika tutkusunu devam ettiriyor. 88 yıldır açık olan iş yerinde geleneği devam ettiren Özboyacı, çocukluk yıllarında başlayan antika merakını gelecek nesillere taşımaya devam ediyor. Kuyumculuk işinin yanı sıra hobi olarak antikaları her gün temizlemeye gelen Özboyacı, dedesinden kalan antika gramofonunun Burdur’a geliş hikayesini anlattı. Özboyacı, “Bu gramofon eskiden çok kıymetli bir şeymiş. Rahmetli dedem muhtemelen kırklı yıllarda bir akrabası ile beraber İstanbul’dan almışlar. Vapurla karşıya geçecekler, karşıya geçerken tabi ücret ödüyorlar kişi başı. Ayrıca bilet kesen kişi gramofonlar için birer kişi daha ayakbastı parası istemiş. Çok kıymetli, çok değerli bir şey olduğunu oradan anlıyoruz” dedi. “Aile yadigarı gramofonun korunması ve saklanması çok zor” Gramofonun aile yadigarı olduğunu ve satmadıklarını dile getiren Özboyacı, korunması ve saklamasının da zor olduğunu belirtti. Özboyacı, “Bu bizim için bir aile yadigârıdır. Dededen kalma bir hatıra. Onun için bunu saklıyoruz. Diğer antikalarımızı da vatandaşlarımızdan gelenler oluyor, onlardan alıyoruz, satıyoruz. Ama bu gramofon gibi bazı aile yadigârlarını saklamaya devam ediyoruz. İnşallah sahip çıkmaya devam edeceğiz. Biraz önce dinlediğimiz şarkı tam tarihi belli olmamakla beraber 1940’lı yıllara ait. Üstü zaten Osmanlıcadır. 1927 sonrası muhtemelen bunlar. Çünkü hem Osmanlıca hem de Latince. Muhtemel harf devriminden sonra gelen plaklar. Tabi bunların korunması ve saklanması çok zor şeylerdir. Kırılmaması lazım” diyerek kırıldığı zaman tamiratının mümkün olmadığını ifade etti. “Eskiye bir rağbet var” Antika eşyaların gelecek nesillere aktarılması için temizliklerinin çok önemli olduğuna dikkat çeken Özboyacı, eski eşyalara ve eskiye ait bir rağbet olduğunu söyledi. Özboyacı, “Antikalarımızın periyodik olarak temizliklerine devam ediyoruz. Özellikle pikapların temizliklerinin, yağlarının, çarklarının bakımlarının yapılması lazım. İğnelerine özellikle dikkat edilmesi lazım. Çünkü iğneler kötü olduğu zaman plağa da zarar veriyor. Kullanılamaz hale geliyor maalesef. Bu yüzden iğneleri birkaç plak dinledikten sonra mutlaka değiştiriyoruz. Diğer antikalarımızın da rutin temizlikleri, üstündeki kir pas bunların giderilmesi için de çaba sarf ediyoruz. Bunları müşterilerimizle buluşturmaya çalışıyoruz. Şuan da bir ilgi var. Eskiye bir rağbet var. İnsanlar bunlara sahip çıkmaya çalışıyorlar” diye konuştu. Osmanlı el yazması belgeler, antika dükkanını süslüyor Tarih kokan antika dükkanında, Deniz Baykal’ın imzasıyla Mustafa Özboyacı’nın dedesi Hüseyin Özboyacı’ya Millet Meclisi tarafından verilmiş mektubun yanı sıra Osmanlı dönemine ait belgeler de yer alıyor. Osmanlı döneminde büyük dedesine verilen belgeyi gösteren Mustafa Özboyacı, “Rahmetli büyük dedem Burdur Müftülüğü yaptığı zamanlara ait, Osmanlı döneminde aldığı Hocalık Beratı. Aile yadigârımız. Buna da gözümüz gibi bakıyoruz. Bizim için çok kıymetli. Biz bunu sonradan keşfettik. Üstündekiler de el yazmasıdır” diyerek bu belgeleri saklamaya gayret ettiklerini dile getirdi. Ayrıca antika eşyalara gözü gibi bakan Özboyacı, antika dükkanında bulunan eski dönemlere ait hesap makinesinin çalışma mantığını uygulamalı olarak anlatarak işlem yaptı.
Burdur’da kuyumculuk yapan ve dedesinden kalan gramofona gözü gibi bakan Mustafa Özboyacı’nın antika tutkusu, dededen toruna devam ediyor.

Burdur’da kuyumculuk yapan Mustafa Özboyacı, dedesinden kalan antika tutkusunu devam ettiriyor. 88 yıldır açık olan iş yerinde geleneği devam ettiren Özboyacı, çocukluk yıllarında başlayan antika merakını gelecek nesillere taşımaya devam ediyor. Kuyumculuk işinin yanı sıra hobi olarak antikaları her gün temizlemeye gelen Özboyacı, dedesinden kalan antika gramofonunun Burdur’a geliş hikayesini anlattı. Özboyacı, “Bu gramofon eskiden çok kıymetli bir şeymiş. Rahmetli dedem muhtemelen kırklı yıllarda bir akrabası ile beraber İstanbul’dan almışlar. Vapurla karşıya geçecekler, karşıya geçerken tabi ücret ödüyorlar kişi başı. Ayrıca bilet kesen kişi gramofonlar için birer kişi daha ayakbastı parası istemiş. Çok kıymetli, çok değerli bir şey olduğunu oradan anlıyoruz” dedi.

“Aile yadigarı gramofonun korunması ve saklanması çok zor”

Gramofonun aile yadigarı olduğunu ve satmadıklarını dile getiren Özboyacı, korunması ve saklamasının da zor olduğunu belirtti. Özboyacı, “Bu bizim için bir aile yadigârıdır. Dededen kalma bir hatıra. Onun için bunu saklıyoruz. Diğer antikalarımızı da vatandaşlarımızdan gelenler oluyor, onlardan alıyoruz, satıyoruz. Ama bu gramofon gibi bazı aile yadigârlarını saklamaya devam ediyoruz. İnşallah sahip çıkmaya devam edeceğiz. Biraz önce dinlediğimiz şarkı tam tarihi belli olmamakla beraber 1940’lı yıllara ait. Üstü zaten Osmanlıcadır. 1927 sonrası muhtemelen bunlar. Çünkü hem Osmanlıca hem de Latince. Muhtemel harf devriminden sonra gelen plaklar. Tabi bunların korunması ve saklanması çok zor şeylerdir. Kırılmaması lazım” diyerek kırıldığı zaman tamiratının mümkün olmadığını ifade etti.

“Eskiye bir rağbet var”

Antika eşyaların gelecek nesillere aktarılması için temizliklerinin çok önemli olduğuna dikkat çeken Özboyacı, eski eşyalara ve eskiye ait bir rağbet olduğunu söyledi. Özboyacı, “Antikalarımızın periyodik olarak temizliklerine devam ediyoruz. Özellikle pikapların temizliklerinin, yağlarının, çarklarının bakımlarının yapılması lazım. İğnelerine özellikle dikkat edilmesi lazım. Çünkü iğneler kötü olduğu zaman plağa da zarar veriyor. Kullanılamaz hale geliyor maalesef. Bu yüzden iğneleri birkaç plak dinledikten sonra mutlaka değiştiriyoruz. Diğer antikalarımızın da rutin temizlikleri, üstündeki kir pas bunların giderilmesi için de çaba sarf ediyoruz. Bunları müşterilerimizle buluşturmaya çalışıyoruz. Şuan da bir ilgi var. Eskiye bir rağbet var. İnsanlar bunlara sahip çıkmaya çalışıyorlar” diye konuştu.

Osmanlı el yazması belgeler, antika dükkanını süslüyor

Tarih kokan antika dükkanında, Deniz Baykal’ın imzasıyla Mustafa Özboyacı’nın dedesi Hüseyin Özboyacı’ya Millet Meclisi tarafından verilmiş mektubun yanı sıra Osmanlı dönemine ait belgeler de yer alıyor. Osmanlı döneminde büyük dedesine verilen belgeyi gösteren Mustafa Özboyacı, “Rahmetli büyük dedem Burdur Müftülüğü yaptığı zamanlara ait, Osmanlı döneminde aldığı Hocalık Beratı. Aile yadigârımız. Buna da gözümüz gibi bakıyoruz. Bizim için çok kıymetli. Biz bunu sonradan keşfettik. Üstündekiler de el yazmasıdır” diyerek bu belgeleri saklamaya gayret ettiklerini dile getirdi.

Ayrıca antika eşyalara gözü gibi bakan Özboyacı, antika dükkanında bulunan eski dönemlere ait hesap makinesinin çalışma mantığını uygulamalı olarak anlatarak işlem yaptı.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ispartamhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.