Depreme Hazırlıklı Olmalıyız

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 04.03.2021 - 11:09, Güncelleme: 04.03.2021 - 11:09
 

Depreme Hazırlıklı Olmalıyız

Depremlerin ülkemiz için diğer afetlere göre en fazla can ve mal kayıplarına neden olan doğal afetler olduğunu belirten Üniversitemiz Deprem ve Jeoteknik Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Çağlayan Balkaya, Türkiye arazilerinin yüzde 42’sinin birinci derece, yüzde 24’ünün ikinci derece ve yüzde 18’inin ise üçüncü derece deprem bölgesi içinde yer aldığını söyledi.
Depremlerin ülkemiz için diğer afetlere göre en fazla can ve mal kayıplarına neden olan doğal afetler olduğunu belirten Üniversitemiz Deprem ve Jeoteknik Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Çağlayan Balkaya, Türkiye arazilerinin yüzde 42’sinin birinci derece, yüzde 24’ünün ikinci derece ve yüzde 18’inin ise üçüncü derece deprem bölgesi içinde yer aldığını söyledi. Prof. Dr. Balkaya, 1-7 Mart Deprem Haftası kapsamında, deprem kuşağında yer alan ülkemiz ile ilgili riskler ve alınması gereken önlemler hakkında bilgi verdi. Nüfusumuzun yüzde 70’inden Fazlası Birinci Derece Deprem Bölgesi İçerisinde Yaşıyorİnsanlığın, geçmişten günümüze yerleşim ve yaşam alanı olarak daha çok su kaynaklarının bulunduğu yerleri tercih ettiğini dolayısıyla fay hatları üzerinde veya yakınındaki bölgeleri seçtiğini belirten Prof. Dr. Balkaya, “Yerleşilen alanlarda meydana gelen depremler antik kentlerin ortadan kalkmasına, yer değiştirmesine dolayısıyla da önemini kaybetmesine neden olmuştur. Türkiye arazilerinin yüzde 42’si birinci derece, yüzde 24’ü ikinci derece ve yüzde 18’i ise üçüncü derece deprem bölgesi içinde yer almaktadır. Depremler, ülkemiz için diğer afetlere göre en fazla can ve mal kayıplarına neden olan doğal afettir. Bunun en önemli nedenleri; ülke nüfusumuzun büyük bir çoğunluğunun daha çok kent merkezlerinde yoğunlaşması, mevcut yapı stokumuzun bir bölümünün orta ölçekteki depremlere bile dayanıklı olmayan yapılardan oluşması ve yapılaşmada zemin koşullarının dikkate alınmaması gibi faktörlerdir. Nüfusun yüzde 70’ten fazlasının birinci ve ikinci derece deprem bölgelerinde yaşadığı ülkemizde her depremden yeni dersler çıkarılırken gerekli önlemler de alınmaya çalışılmaktadır. Ancak alınacak tedbirlerin ülkemizin tektonik koşullarına uygun olması gereklidir. Bu bağlamda, öncelikle iyi durumda olmayan mevcut yapı stokumuzun ivedilikle iyileştirilmesi ve afet toplanma alanlarının yeterli sayıya ulaştırılması gereklidir.” dedi. Isparta Birinci Derece Deprem Kuşağı Üzerinde Yer AlıyorBölgemiz açısından değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Balkaya, Isparta-Dinar-Çivril-Uşak kırık sistemi üzerinde konumlanan Isparta’nın genel olarak birinci derece deprem kuşağı üzerinde yer aldığını söyledi. Prof. Dr. Balkaya, 3 Ekim 1914’te meydana gelen Burdur ile Isparta’yı etkileyen 7 büyüklüğündeki depremde 4 binden fazla kişinin yaşamını kaybettiğini, 17 bin evin tamamen yıkıldığını, 12 Mayıs 1971’de meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremde de 57 kişinin yaşamının kaybettiğini söyledi. Hem tarihsel hem de aletsel dönemlerde meydana gelen depremler dikkate alındığında olasılıkların her zaman mevcut olduğunu ancak zamanını belirtmenin güç olduğunu belirten Prof. Dr. Balkaya, deprem öncesinde alınması gereken önlemler, deprem sırası ve deprem sonrasında yapılması gerekenler hakkında bilgi verdi.
Depremlerin ülkemiz için diğer afetlere göre en fazla can ve mal kayıplarına neden olan doğal afetler olduğunu belirten Üniversitemiz Deprem ve Jeoteknik Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Çağlayan Balkaya, Türkiye arazilerinin yüzde 42’sinin birinci derece, yüzde 24’ünün ikinci derece ve yüzde 18’inin ise üçüncü derece deprem bölgesi içinde yer aldığını söyledi.

Depremlerin ülkemiz için diğer afetlere göre en fazla can ve mal kayıplarına neden olan doğal afetler olduğunu belirten Üniversitemiz Deprem ve Jeoteknik Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Çağlayan Balkaya, Türkiye arazilerinin yüzde 42’sinin birinci derece, yüzde 24’ünün ikinci derece ve yüzde 18’inin ise üçüncü derece deprem bölgesi içinde yer aldığını söyledi.

Prof. Dr. Balkaya, 1-7 Mart Deprem Haftası kapsamında, deprem kuşağında yer alan ülkemiz ile ilgili riskler ve alınması gereken önlemler hakkında bilgi verdi.

Nüfusumuzun yüzde 70’inden Fazlası Birinci Derece Deprem Bölgesi İçerisinde Yaşıyor

İnsanlığın, geçmişten günümüze yerleşim ve yaşam alanı olarak daha çok su kaynaklarının bulunduğu yerleri tercih ettiğini dolayısıyla fay hatları üzerinde veya yakınındaki bölgeleri seçtiğini belirten Prof. Dr. Balkaya, “Yerleşilen alanlarda meydana gelen depremler antik kentlerin ortadan kalkmasına, yer değiştirmesine dolayısıyla da önemini kaybetmesine neden olmuştur. Türkiye arazilerinin yüzde 42’si birinci derece, yüzde 24’ü ikinci derece ve yüzde 18’i ise üçüncü derece deprem bölgesi içinde yer almaktadır. Depremler, ülkemiz için diğer afetlere göre en fazla can ve mal kayıplarına neden olan doğal afettir. Bunun en önemli nedenleri; ülke nüfusumuzun büyük bir çoğunluğunun daha çok kent merkezlerinde yoğunlaşması, mevcut yapı stokumuzun bir bölümünün orta ölçekteki depremlere bile dayanıklı olmayan yapılardan oluşması ve yapılaşmada zemin koşullarının dikkate alınmaması gibi faktörlerdir. Nüfusun yüzde 70’ten fazlasının birinci ve ikinci derece deprem bölgelerinde yaşadığı ülkemizde her depremden yeni dersler çıkarılırken gerekli önlemler de alınmaya çalışılmaktadır. Ancak alınacak tedbirlerin ülkemizin tektonik koşullarına uygun olması gereklidir. Bu bağlamda, öncelikle iyi durumda olmayan mevcut yapı stokumuzun ivedilikle iyileştirilmesi ve afet toplanma alanlarının yeterli sayıya ulaştırılması gereklidir.” dedi.

Isparta Birinci Derece Deprem Kuşağı Üzerinde Yer Alıyor

Bölgemiz açısından değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Balkaya, Isparta-Dinar-Çivril-Uşak kırık sistemi üzerinde konumlanan Isparta’nın genel olarak birinci derece deprem kuşağı üzerinde yer aldığını söyledi. Prof. Dr. Balkaya, 3 Ekim 1914’te meydana gelen Burdur ile Isparta’yı etkileyen 7 büyüklüğündeki depremde 4 binden fazla kişinin yaşamını kaybettiğini, 17 bin evin tamamen yıkıldığını, 12 Mayıs 1971’de meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremde de 57 kişinin yaşamının kaybettiğini söyledi.

Hem tarihsel hem de aletsel dönemlerde meydana gelen depremler dikkate alındığında olasılıkların her zaman mevcut olduğunu ancak zamanını belirtmenin güç olduğunu belirten Prof. Dr. Balkaya, deprem öncesinde alınması gereken önlemler, deprem sırası ve deprem sonrasında yapılması gerekenler hakkında bilgi verdi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ispartamhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.