“Hiçbir zaman unutmayacağız”

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 13.07.2021 - 11:52, Güncelleme: 13.07.2021 - 11:52
 

“Hiçbir zaman unutmayacağız”

Isparta’da yaşayan 15 Temmuz Gazisi 23 yaşındaki Burak Kocabaş, o gece yaşananları kimsenin unutmaması gerektiğini belirterek, “Bir daha böyle olaylar yaşamamak için devlet ve millet odaklı olup, hiçbir örgütün içinde olmayarak devletimiz için yaşamalıyız” dedi.
Heybeliada Askeri Deniz Lisesi’nden mezun olduktan sonra Deniz Harp Okuluna kayıt yaptıran ve 15 Temmuz’da Fetullahçı Terör Örgütü’nün(FETÖ) hain darbe girişimi sırasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi yakınlarında darbeci askerlerin açtığı ateş sonucu sağ ayağından yaralanan Ispartalı Burak Kocabaş, o gece yaşadıklarını anlattı. Kocabaş, 15 Temmuz’da yaşananların hiçbir zaman unutulmaması gerektiğini belirtti. “Dedem aradıktan sonra haberimiz oldu” 15 Temmuz 2016 günü Deniz Lisesi Komutanlığında mezuniyet töreni olduğunu belirten Burak Kocabaş, ailesinin İstanbul’a geldiğini ve törenden sonra akşam saatlerinde izne çıktıklarını söyledi. Kocabaş, “İstanbul’da yaşayan teyzemler var. Ailem törenden sonra oraya geçmişlerdi ben de harp okuluna eşyalarımızı bıraktıktan sonra teyzemlere geçtim. Teyzemlerde otururken dedemden telefon geldi. Kendisi biz Isparta’ya gideceğimiz için ‘köprü trafiğe kapatılmış yola çıkmış mıydınız’ dedi. Biz de ‘haberimiz yok’ diyerek televizyonu açtık ve olayları takip etmeye başladık. Ardından sözde sulh konseyinin TRT’de bildirisi yayınlandı. Daha sonra dönemin başbakanı Binali Yıldırım ve Cumhurbaşkanımız açıklamalar yaptı ve halkı meydanlara davet ettiler. Saat 00.45 gibi eniştemin evinden eniştem, babam, ağabeyim, ben ve komşularımızla çıktık. Eniştemlerim evin Aksaray’da. Emniyet müdürlüğü, büyükşehir belediyesi ve valiliğin ortasında kalıyor” dedi. “Aklıma Cumhurbaşkanımızın açıklamalarını oradakilere söylemek geldi” İstanbul Büyükşehir Belediyesi binasına yürümeye başladıkları sırada silah sesleri duyduğunu ifade eden Kocabaş, “O esnada oraya gittiğimde en yapacağım diye düşünürken aklıma askeri kimliğimi gösterip, Cumhurbaşkanımızın açıklamalarını oradakilere söylemek geldi. Bu düşünceyle yürümeye devam ettik. Büyükşehir belediyesine vardığımızda havaya ateş eden askerleri gördüm. Havaya ateş eden askerlere doğru yürümeye başladım, o esnada ağabeyim ve babamı kaybettim. Çok kalabalık vardı” diye konuştu. “2 ay hastanede yattım, bir yıl fizik tedavi sürecim oldu” Burak Kocabaş, havaya ateş eden askerlere doğru yürürken sağ ayağında bir acı hissettiğini ve daha sonra yere düştüğünü anlattı. Yerden kendisini hiç tanımadığı 2 kişinin kaldırdığını kaydeden Kocabaş, “Benim aklıma askerlerin vatandaşlara ateş edebileceği açıkçası aklıma gelmemişti. 2 kişi beni kaldırdı, kalabalığın içine girdik, 2 kişi daha yardım etti. 4 kişi beni taşıdılar. O esnada Saraçhane’deki bir hastaneye gittik ilk müdahale orada yapıldı. Hastanede ciddi yaralılar ve şehit olan vatandaşlarımız olduğundan dolayı ‘sizle ilgilenemeyeceğiz çok daha fazla ağır yaralımız var, sizi başka hastaneye sevk edeceğiz’ dediler. Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk ettiler. O gece hastaneye yattım ve 2 ay hastanede tedavi sürecim oldu. Ardından bir yıl fizik tedavi gördüm. En son 2017 yılında Süleyman Demirel Üniversitesinde işe başladım. Aynı zamanda siyaset bilimi ve kamu yönetimi bölümünü bitirdim” dedi. “Onlar FETÖ’nün askerleriydi” Hastanede ilk 10 gün ağrıları yüzünden hiçbir şey yiyip içemediğini belirten Kocabaş, “En çok beni yaralayan, etkileyen, üzen olay benim silah arkadaşlarımdan bu kurşunu yemem oldu. Biz askeri eğitim alırken bize devleti, milleti ve bayrağı korumak görev olarak öğretildi. Ama millete karşı, elinde bayrak olanlara karşı ateş açmak, bu Türk askeri bizim askerimiz değildi, onlar tamamen FETÖ terör örgütüne mensup askerlerdi. Ben onlara bizim askerimiz demiyorum” dedi. İstanbul’a her gidişinde vapurla mezun olduğu okula gittiğini ifade eden Kocabaş, içinde hep bir üniforma hasreti kaldığını söyledi. Tüm askeri üniformalarının dolabında durduğunu söyleyen Kocabaş, bazen onları çıkarıp baktığını kaydetti. “Hiçbir zaman unutmayacağız” 15 Temmuz’da yaşananların hiçbir zaman kendi içerisinde soğumayacağını vurgulayan Kocabaş, şunları söyledi: “Unutmayacağız. 15 Temmuz’da yaşananları Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşları olarak bir daha yaşamamamız için elimizden gelen en iyi şekilde çalışıp, devletimizi geliştirip, hiçbir şekilde bu tür etkenlerden etkilenmeyecek bir toplum olarak yaşamak en önceliğimiz olmalı. Dini istismar ederek, dini kullanarak insanları kandırıp, insanların hayalleriyle oynayıp devlete büyük bir ihanet ederek, halen daha dışarıda olan bu yapının elebaşı Fethullah Gülen gibi insanlarla karşılaşmamak, bir daha buna benzer olaylar yaşamamak için devlet ve millet odaklı olup, hiçbir toplum ve örgütün içinde olmayıp, devletimiz için yaşamalıyız.”
Isparta’da yaşayan 15 Temmuz Gazisi 23 yaşındaki Burak Kocabaş, o gece yaşananları kimsenin unutmaması gerektiğini belirterek, “Bir daha böyle olaylar yaşamamak için devlet ve millet odaklı olup, hiçbir örgütün içinde olmayarak devletimiz için yaşamalıyız” dedi.

Heybeliada Askeri Deniz Lisesi’nden mezun olduktan sonra Deniz Harp Okuluna kayıt yaptıran ve 15 Temmuz’da Fetullahçı Terör Örgütü’nün(FETÖ) hain darbe girişimi sırasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi yakınlarında darbeci askerlerin açtığı ateş sonucu sağ ayağından yaralanan Ispartalı Burak Kocabaş, o gece yaşadıklarını anlattı. Kocabaş, 15 Temmuz’da yaşananların hiçbir zaman unutulmaması gerektiğini belirtti.

“Dedem aradıktan sonra haberimiz oldu”

15 Temmuz 2016 günü Deniz Lisesi Komutanlığında mezuniyet töreni olduğunu belirten Burak Kocabaş, ailesinin İstanbul’a geldiğini ve törenden sonra akşam saatlerinde izne çıktıklarını söyledi. Kocabaş, “İstanbul’da yaşayan teyzemler var. Ailem törenden sonra oraya geçmişlerdi ben de harp okuluna eşyalarımızı bıraktıktan sonra teyzemlere geçtim. Teyzemlerde otururken dedemden telefon geldi. Kendisi biz Isparta’ya gideceğimiz için ‘köprü trafiğe kapatılmış yola çıkmış mıydınız’ dedi. Biz de ‘haberimiz yok’ diyerek televizyonu açtık ve olayları takip etmeye başladık. Ardından sözde sulh konseyinin TRT’de bildirisi yayınlandı. Daha sonra dönemin başbakanı Binali Yıldırım ve Cumhurbaşkanımız açıklamalar yaptı ve halkı meydanlara davet ettiler. Saat 00.45 gibi eniştemin evinden eniştem, babam, ağabeyim, ben ve komşularımızla çıktık. Eniştemlerim evin Aksaray’da. Emniyet müdürlüğü, büyükşehir belediyesi ve valiliğin ortasında kalıyor” dedi.

“Aklıma Cumhurbaşkanımızın açıklamalarını oradakilere söylemek geldi”

İstanbul Büyükşehir Belediyesi binasına yürümeye başladıkları sırada silah sesleri duyduğunu ifade eden Kocabaş, “O esnada oraya gittiğimde en yapacağım diye düşünürken aklıma askeri kimliğimi gösterip, Cumhurbaşkanımızın açıklamalarını oradakilere söylemek geldi. Bu düşünceyle yürümeye devam ettik. Büyükşehir belediyesine vardığımızda havaya ateş eden askerleri gördüm. Havaya ateş eden askerlere doğru yürümeye başladım, o esnada ağabeyim ve babamı kaybettim. Çok kalabalık vardı” diye konuştu.

“2 ay hastanede yattım, bir yıl fizik tedavi sürecim oldu”

Burak Kocabaş, havaya ateş eden askerlere doğru yürürken sağ ayağında bir acı hissettiğini ve daha sonra yere düştüğünü anlattı. Yerden kendisini hiç tanımadığı 2 kişinin kaldırdığını kaydeden Kocabaş, “Benim aklıma askerlerin vatandaşlara ateş edebileceği açıkçası aklıma gelmemişti. 2 kişi beni kaldırdı, kalabalığın içine girdik, 2 kişi daha yardım etti. 4 kişi beni taşıdılar. O esnada Saraçhane’deki bir hastaneye gittik ilk müdahale orada yapıldı. Hastanede ciddi yaralılar ve şehit olan vatandaşlarımız olduğundan dolayı ‘sizle ilgilenemeyeceğiz çok daha fazla ağır yaralımız var, sizi başka hastaneye sevk edeceğiz’ dediler. Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk ettiler. O gece hastaneye yattım ve 2 ay hastanede tedavi sürecim oldu. Ardından bir yıl fizik tedavi gördüm. En son 2017 yılında Süleyman Demirel Üniversitesinde işe başladım. Aynı zamanda siyaset bilimi ve kamu yönetimi bölümünü bitirdim” dedi.

“Onlar FETÖ’nün askerleriydi”

Hastanede ilk 10 gün ağrıları yüzünden hiçbir şey yiyip içemediğini belirten Kocabaş, “En çok beni yaralayan, etkileyen, üzen olay benim silah arkadaşlarımdan bu kurşunu yemem oldu. Biz askeri eğitim alırken bize devleti, milleti ve bayrağı korumak görev olarak öğretildi. Ama millete karşı, elinde bayrak olanlara karşı ateş açmak, bu Türk askeri bizim askerimiz değildi, onlar tamamen FETÖ terör örgütüne mensup askerlerdi. Ben onlara bizim askerimiz demiyorum” dedi.

İstanbul’a her gidişinde vapurla mezun olduğu okula gittiğini ifade eden Kocabaş, içinde hep bir üniforma hasreti kaldığını söyledi. Tüm askeri üniformalarının dolabında durduğunu söyleyen Kocabaş, bazen onları çıkarıp baktığını kaydetti.

“Hiçbir zaman unutmayacağız”

15 Temmuz’da yaşananların hiçbir zaman kendi içerisinde soğumayacağını vurgulayan Kocabaş, şunları söyledi:

“Unutmayacağız. 15 Temmuz’da yaşananları Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşları olarak bir daha yaşamamamız için elimizden gelen en iyi şekilde çalışıp, devletimizi geliştirip, hiçbir şekilde bu tür etkenlerden etkilenmeyecek bir toplum olarak yaşamak en önceliğimiz olmalı. Dini istismar ederek, dini kullanarak insanları kandırıp, insanların hayalleriyle oynayıp devlete büyük bir ihanet ederek, halen daha dışarıda olan bu yapının elebaşı Fethullah Gülen gibi insanlarla karşılaşmamak, bir daha buna benzer olaylar yaşamamak için devlet ve millet odaklı olup, hiçbir toplum ve örgütün içinde olmayıp, devletimiz için yaşamalıyız.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ispartamhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.