AK Parti Sözcüsü Çelik: 'Bundan sonra Türkiye'nin tek bir göçmen alacak durumu yoktur'

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 03.09.2021 - 10:12, Güncelleme: 03.09.2021 - 10:12
 

AK Parti Sözcüsü Çelik: 'Bundan sonra Türkiye'nin tek bir göçmen alacak durumu yoktur'

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, ”Türkiye tüm dünyanın gözü önünde insanların katledilmesine göz yumacak bir ülke değildir. Bunun yanı sıra tüm dünyanın şunu bilmesi gerekir; dünyanın gözü önünde mültecilere sahip çıkma görevini tek başına Türkiye üstleniyor. Bundan sonra Türkiye’nin tek bir göçmen alacak durumu yoktur” dedi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, ” Türkiye tüm dünyanın gözü önünde insanların katledilmesine göz yumacak bir ülke değildir. Bunun yanı sıra tüm dünyanın şunu bilmesi gerekir; dünyanın gözü önünde mültecilere sahip çıkma görevini tek başına Türkiye üstleniyor. Bundan sonra Türkiye’nin tek bir göçmen alacak durumu yoktur” dedi.AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Merkez Yürütme Kurulu Toplantısı devam ederken toplantının gündemine ilişkin açıklamada bulundu. Bugün gerçekleşen MYK'nın gençlik ve kadın çalışmalarına ayrılmış bir MYK olarak değerlendirebileceğini ifade eden Çelik, ”Bu hafta sonu, geçtiğimiz hafta sonu bütün MKYK üyelerimiz afet bölgelerinde vatandaşlarımızla birlikte oldular. Oradaki izlenimler de MYK'da değerlendiriliyor” diye konuştu. Diyarbakır Annelerinin evlat nöbetinin yıl dönümü olduğunu hatırlatan Çelik, “Evlat nöbeti üçüncü yılına girecek bu annelere bir kere daha sevgi saygılarımızı iletiyoruz. Cumhurbaşkanımız MYK toplantısı başında kapsamlı bir değerlendirme yaptı. Göçmen politikası ve göç konusunda yapılan çalışmalar değerlendirildi” açıklamasında bulundu. Muhalefetin mülteciler konusundaki açıklamalarını eleştiren Çelik, ”Başka ülkeler mültecilerin botlarını şişleyerek, üzerine ses bombası atarak, ölüm bölgelerine geri göndermeye çalışıyorlar. Biz öyle bir devlet değiliz. Kuşkusuz Türkiye tüm dünyanın gözü önünde insanların katledilmesine göz yumacak bir ülke değildir. Bunun yanı sıra tüm dünyanın şunu bilmesi gerekiyor; dünyanın gözü önünde mültecilere sahip çıkma görevini tek başına Türkiye üstleniyor. Bundan sonra Türkiye'nin bir göçmen daha alacak durumu yoktur" dedi. Türkiye'yi tampon bölge olarak düşünenlerin büyük bir yanılgı içinde olduklarının altını çizen Çelik, ”Muhalefet temsilcileri çıkıyorlar bunu daha önce neden yapmadınız diye her şeyi birbirine karıştırıyorlar. Bu insanları ölümden kurtarmak için izin veriyorsunuz. Bizim dediğimiz güvenli bölge kurulsaydı ne Türkiye ne dünya böyle bir sorunla karşı karşıya kalmayacaktı ”diye konuştu. “Türkiye en geniş kapsamlı iade merkezlerinin başında geliyor” Geçmişte yanlış yapılan adımlar konusunda daha dikkatli değerlendirmeler yapılmasında fayda olduğunu söyleyen Çelik, ”Türkiye kimseyi ölüme terk edecek bir ülke değildir, kimsenin almadığı sorumluluğu üstelenecek bir ülke de değildir. Biz güvenli bölgelere zaten çok sayıda kişiyi iade ediyoruz. Türkiye en geniş kapsamlı iade merkezlerinin başında geliyor. Dönmek isteyenlere bu kolaylıkları da sağlıyoruz. Düzensiz, izinsiz gelenlerin çoğunu sınırlarımızdan çevirip geri gönderiyoruz. İşin hem insani hem siyasi boyutunu düşünerek bütün bunlar kapsamlı bir şekilde değerlendirilmeli. Sadece geçmişte yaşanan yanlış işleri hatırlatırcasına yine bir takım utanç verici işlere imza atacağını söylemek bir göç politikası değildir. Türkiye kendi değerlerine yakışacak şekilde ölümden kaçanlara kucak açmıştır. Ama kimse Türkiye'nin bir tane daha mülteci alacağını düşünmesin” diye konuştu. Suriye için önerilen güvenli bölge uygulamasını hatırlatan Çelik, ”Geçmişte nasıl ‘herkes elini taşın altına koysun' önerisinde bulunmuştuk, ama buna yanaşmayanlar, o insanlar ölümle karşı karşıya kalınca göç dalgasının ortaya çıktığını gördü. Afganistan'da kaos devam ederse göç dalgası büyüyecektir. Dışına taşmaması nasıl sağlanır gibisinden bunu düşünmek lazım. Bununla ilgili gerek ekonomik gerek siyasi olarak bu konunun iyi değerlendirilmesi lazım." ifadesini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Balkan ziyaretinin önemine değinen Çelik, ”Balkanlar'ın barış ve istikrarının Türkiye için önemli olduğuna dikkat çekerek, Balkanlar'ın sorununun çözülmesi, Balkanlar'da barış ve istikrarın sağlanması hem Türkiye hem bölge için önemlidir. Avrupa basınında bazıları ‘Balkanlar'da Türk etkisini kırmak lazım' diyerek son derece yanlış bir işe imza atıyorlar. Birilerinin Balkanlar'ı arka bahçe gibi görmesi Balkanlar'da istikrarı sağlamaz. Oraya katkı sağlayacak işler yapmak lazım, Türkiye Cumhuriyeti bunu yapmaktadır” değerlendirmesinde bulundu. Türkiye'nin gelişen savunma ihtiyaçları açısından altyapının güçlendirmesi çalışmasına önem verdiğini söyleyen Çelik, ”Dünyada savunma sanayindeki yarış çok büyük boyutlara erişmiş durumda. Dünyada savaşlar tarihi olarak bakıldığında yeni gelişen teknolojilerin savunma sanayi sistemine nasıl uyarlanacağı her zaman mesele olmuştur. Türkiye' de bugün oyun değiştirici güç olarak İHA, SİHA, TİHA dediğimiz yeni unsurlar devreye girmiştir. Sık sık Amerikan İngiliz, Rusya, Çin basınında stratejik analizlerle Türkiye'nin oyun değiştirici bir kabiliyete kavuştuğu ifade diliyor. Bu teknolojiye, imkana parasını versek bile ulaşamıyorduk. Bunun için sıraya koyuyorlardı. Bunların bu kadar kısa sürede geride bırakılması, bir dönüm noktasıdır. Bu kadar kaotik bir ortamda bu imkanlara kavuşuyor olmamız son derece önemlidir” ifadelerini kullandı. En sıcak dış politika konusunun Afganistan olduğunun altını çizen Çelik, 16 Ağustos'tan itibaren 7 seferde bin 409 vatandaşın tahliye edildiğini belirterek, ”Kabil'deki havalimanında 6 yıldır orada görev yapıyorduk, NATO kapsamında oradaydık. 19 yıldır 20 yıldır Afganistan'da silahlı kuvvetlerimiz yaklaşık 6 yıldır havalimanı güvenliğini sağlıyor, işletiyordu. 20 binden fazla personel bu çerçevede görev yapmıştır. Böylesine zor bir ortamda 3-4 kere radikal bir şekilde dengelerin değiştiği bir ortamda, şanla şerefle, halkın teveccühünü alarak bu görevi gerçekleştirmiştir” diye konuştu. Hamid Karzai Havalimanı'nın işletilmesine yönelik konuşan Çelik, ”Türkiye'ye böyle bir talep olursa bu ele alınır ama öncelikli mesele Mehmetçik güvenliği. Geçiş dönemi yakından takip ediyoruz. Diplomatik girişimlerimiz var. Bu geçiş dönemini işte yakın zamanda Taliban bir hükümet açıklayacağını söyledi. Bu geçiş dönemini sağlıklı bir şekilde olması için girişimlerimizi sürdürüyoruz. Tabii ki fiili güç olan Taliban'la da temaslarımız sürdürüyoruz. Hem kapsayıcı bir hükümet modelinin ortaya çıkması, hem istikrarın sağlanması konusunda yaklaşımlarımızı iletiyoruz. Tabi ki kadın hakları konusunda, temel hak ve hürriyetler konusunda, bütün kaygıların ortadan kalktığı bir tablonun ortaya çıkması gerektiğini ifade ediyoruz, geçmişteki bir takım sıkıntılı tabloların asla kabul edilemeyecek bir takım yaklaşımların hiçbir şekilde kabul edilir olmadığını ifade ediyoruz. Tarihi ilişkilerimiz, dostluk ilişkilerimiz bakımından bu değerlendirme yapılacaktır. Afganistan'ın zor bir dönemden geçtiğini görmüş olduk. Umuyoruz ki Afganistan tüm bu terör örgütlerinden temizlenmiş olur. Afgan halkının sorunları son bulur. Kış ayları gelmeden acilen harekete geçilmesi gereklidir. Afgan halkına, çocuklara, kadınlara, yaşlılara, dönük tedbir alınması gerekiyor. Bu insani kriz devam ederse bu insani kriz katlanarak artacaktır. Türkiye'nin hiçbir şekilde mülteci akınına karşı sınırını açması mümkün değildir. Bir tane mülteci alacak durumu yoktur” ifadelerini kullandı. Kalkınmış ülkelerin uluslararası sorumluluklarını üçüncü ülkelere yüklemeye meraklı olduğunu ifade eden Çelik, ”Böyle bir yaklaşımın muhatabı hiç bir şekilde Türkiye olmayacaktır” dedi. Sosyal medya düzenlemesine ilişkin konuşan Çelik, “Bu konuyla ilgili pek çok manipülasyon ve şikayetle karşılaşıyoruz. Yalan haberin ve manipülasyonun kolay yapıldığı bir zemin burası. Burasıyla ilgili bir düzenleme her zaman söz konusudur. Bunu Avrupa ülkeleri de yapmış. Sosyal medya bir özgürlük alanı, hem bunu güçlü bir şekilde korumak aynı zamanda yalan habere, insanların bireysel hakkını, bireyi koruyan bir yaklaşım oryaya koymak önemlidir. Sosyal medyada bireyin haklarının korunması bireylerin kendini güvende hissedeceği bir ortamda olması önemlidir. Eldeki mekanizmalar yeterince hızlı değil. Burada dikkat edilmesi gereken özgürlük prensibini koruyup bununla ilgili düzenlemeyi yapmak. İletişim Başkanlığı dünyadaki örnekleri ve yasal düzenlemeleri inceledi. Meclisten arkadaşlarımız bu çalışmanın içindedir. Bugün hem demokrasi hem bireyler açısından yalan haber büyük bir dezenformasyon olarak ortaya çıkıyor. Hem yabancı devletlerin hem devlet altı yapılar dediğimiz örgütlerin sosyal medyayı yoğun şekilde kullandığını görüyoruz. Burada psikolojik hareket dezenformasyon hareketleri çok güçlü bir şekilde yapılabiliyor. Burada zaman zaman görüyorsunuz Türkiye'nin ulusal güveliğini tehdit eden bir takım yalan haberler karşı karşıya kalıyoruz. Bir tartışma aşamasında bir olgunluğa eriştiğini söyleyemeyiz. Seçim kampanyalarına müdahale ediyorlar. Siz bakıyorsunuz verdiğiniz mesaj engellenebiliyor” diye konuştu. "Seçim barajında verilen yüzde 7 mesajları dar ve daraltılmış bölge olacak mı?" sorusunu yanıtlayan Çelik, şunları kaydetti: ”Yüzde 7 seçim barajı netleşmiştir. Cumhur İttifakı yaklaşımı budur. Dar ve daraltılmış bölge ile ilgili verilmiş bir karar yoktur, birer taslak çalışması olarak görmek lazım. Çalışma olgunlaşana kadar, bütün maddelerde mutabakata varılana kadar böyle bir çalışma olduğunu ifade etmiyoruz.” Tanju Özcan'ın bir kadına yönelik söylemlerine tepki gösteren Çelik, ”Bu insanlık dışı bir yaklaşım. Bir kişi bir konuda faşist bir açıklama yapıyorsa başka konuda ahlaksız bir açıklama yapar. Faşizm ve ahlaksızlık birbirinin ikiz kardeşidir. Bir kadınla ilgili son derece iğrenç bir ifadeyi büyük maharet gibi espri konusu olarak anlatıyor. Bir kadınla ilgili böyle bir değerlendirmede bulunmak insanlık dışı. Daha da vahimi, bunu vurgularken kadının kılık kıyafetini özellikle anlatıyor. Kıyafeti ne olursa olsun meseleyi hikaye etmeye çalışıyor. Çok önemli bir konudan bahsediyor. Özür dilerken bile 40 şerh koyuyor. Özür dilenecek bir insanın aklına geldikçe ömür boyu mahcup olacağı konuda utanmaz siyaset sürdürülüyor. Kadınlar hakkında Türkiye'de aşırı söylemlerin kullanıldığı vakalara rastlıyoruz. Bununla en önemlisi kültürel olarak mücadele etmek gerekir” dedi. ABD'li senatörün Kıbrıs'ta yaptığı açıklamayla ilgili konuşan Çelik, TSK'nın barış için adada bulunduğuna dikkat çekerek, ”Türk silahlı Kuvvetleri boş yere orada bulunmuyor. Barış Harekatı çerçevesinde TSK buradan çekilsin demek, Rumlar Kıbrıs'ı işgal etsin demektir. Yapılan bir futbol maçında basit bir ziyarette bile ırkçı saldırılara maruz kalıyorlar insanlar, bu senatör gitmiş oraya ‘benim arzum Türk askerinin Kıbrıs'tan çekildiğini görmektir' demiş. Bunu hiçbir zaman göremeyecek. TSK orada KKTC güvenliğini sağlamaya devam edecek” diye konuştu. CHP ilçe başkanının Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mesajı okunurken arkasını dönmesinin siyaset terbiyesine uymadığını söyleyen Çelik, ”Arkasını dönmesi tavrı siyaset terbiyesinden yoksunluğun ifadesidir. CHP sözcüsünün buna katılmadığını söylemesi de önemlidir. Birisinin çıkıp da Cumhurbaşkanı mesajı okunurken ‘Bunu AK Parti Genel Başkanı'na karşı yaptım' demesi saygısızlıktır. Siyaset adabı ve terbiyesi ile ilgili bir sorun olduğu görülüyor. Bizim ilçe başkanımızın da yaptığı açıklama yanlıştır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve aziz hatırasına karşı herkes dikkatli bir şekilde konuşmalıdır. Nutuk okuyan vatandaşlarımızı böyle nitelemek son derece yanlıştır. Nutuk okuyan ve Kur'an-ı Kerim okuyanları karşı karşıya getirmek son derece yanlıştır. Kutsal kitabımızı okunması kendi yararınadır. Türkiye Cumhuriyeti'nin nasıl kurulduğunu öğrenmesi açısından da Nutuk okunmasında fayda vardır. O büyük mücadeleyi önümüzde bir yıl gösterici olarak almak lazım. Bizim hiçbir şekilde katıldığımız bir söylem değildir. Buna herkesin dikkat etmesi gerekir” dedi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, ”Türkiye tüm dünyanın gözü önünde insanların katledilmesine göz yumacak bir ülke değildir. Bunun yanı sıra tüm dünyanın şunu bilmesi gerekir; dünyanın gözü önünde mültecilere sahip çıkma görevini tek başına Türkiye üstleniyor. Bundan sonra Türkiye’nin tek bir göçmen alacak durumu yoktur” dedi.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, ” Türkiye tüm dünyanın gözü önünde insanların katledilmesine göz yumacak bir ülke değildir. Bunun yanı sıra tüm dünyanın şunu bilmesi gerekir; dünyanın gözü önünde mültecilere sahip çıkma görevini tek başına Türkiye üstleniyor. Bundan sonra Türkiye’nin tek bir göçmen alacak durumu yoktur” dedi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Merkez Yürütme Kurulu Toplantısı devam ederken toplantının gündemine ilişkin açıklamada bulundu.

Bugün gerçekleşen MYK'nın gençlik ve kadın çalışmalarına ayrılmış bir MYK olarak değerlendirebileceğini ifade eden Çelik, ”Bu hafta sonu, geçtiğimiz hafta sonu bütün MKYK üyelerimiz afet bölgelerinde vatandaşlarımızla birlikte oldular. Oradaki izlenimler de MYK'da değerlendiriliyor” diye konuştu. Diyarbakır Annelerinin evlat nöbetinin yıl dönümü olduğunu hatırlatan Çelik, “Evlat nöbeti üçüncü yılına girecek bu annelere bir kere daha sevgi saygılarımızı iletiyoruz. Cumhurbaşkanımız MYK toplantısı başında kapsamlı bir değerlendirme yaptı. Göçmen politikası ve göç konusunda yapılan çalışmalar değerlendirildi” açıklamasında bulundu.

Muhalefetin mülteciler konusundaki açıklamalarını eleştiren Çelik, ”Başka ülkeler mültecilerin botlarını şişleyerek, üzerine ses bombası atarak, ölüm bölgelerine geri göndermeye çalışıyorlar. Biz öyle bir devlet değiliz. Kuşkusuz Türkiye tüm dünyanın gözü önünde insanların katledilmesine göz yumacak bir ülke değildir. Bunun yanı sıra tüm dünyanın şunu bilmesi gerekiyor; dünyanın gözü önünde mültecilere sahip çıkma görevini tek başına Türkiye üstleniyor. Bundan sonra Türkiye'nin bir göçmen daha alacak durumu yoktur" dedi.

Türkiye'yi tampon bölge olarak düşünenlerin büyük bir yanılgı içinde olduklarının altını çizen Çelik, ”Muhalefet temsilcileri çıkıyorlar bunu daha önce neden yapmadınız diye her şeyi birbirine karıştırıyorlar. Bu insanları ölümden kurtarmak için izin veriyorsunuz. Bizim dediğimiz güvenli bölge kurulsaydı ne Türkiye ne dünya böyle bir sorunla karşı karşıya kalmayacaktı ”diye konuştu.

“Türkiye en geniş kapsamlı iade merkezlerinin başında geliyor”

Geçmişte yanlış yapılan adımlar konusunda daha dikkatli değerlendirmeler yapılmasında fayda olduğunu söyleyen Çelik, ”Türkiye kimseyi ölüme terk edecek bir ülke değildir, kimsenin almadığı sorumluluğu üstelenecek bir ülke de değildir. Biz güvenli bölgelere zaten çok sayıda kişiyi iade ediyoruz. Türkiye en geniş kapsamlı iade merkezlerinin başında geliyor. Dönmek isteyenlere bu kolaylıkları da sağlıyoruz. Düzensiz, izinsiz gelenlerin çoğunu sınırlarımızdan çevirip geri gönderiyoruz. İşin hem insani hem siyasi boyutunu düşünerek bütün bunlar kapsamlı bir şekilde değerlendirilmeli. Sadece geçmişte yaşanan yanlış işleri hatırlatırcasına yine bir takım utanç verici işlere imza atacağını söylemek bir göç politikası değildir. Türkiye kendi değerlerine yakışacak şekilde ölümden kaçanlara kucak açmıştır. Ama kimse Türkiye'nin bir tane daha mülteci alacağını düşünmesin” diye konuştu.

Suriye için önerilen güvenli bölge uygulamasını hatırlatan Çelik, ”Geçmişte nasıl ‘herkes elini taşın altına koysun' önerisinde bulunmuştuk, ama buna yanaşmayanlar, o insanlar ölümle karşı karşıya kalınca göç dalgasının ortaya çıktığını gördü. Afganistan'da kaos devam ederse göç dalgası büyüyecektir. Dışına taşmaması nasıl sağlanır gibisinden bunu düşünmek lazım. Bununla ilgili gerek ekonomik gerek siyasi olarak bu konunun iyi değerlendirilmesi lazım." ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Balkan ziyaretinin önemine değinen Çelik, ”Balkanlar'ın barış ve istikrarının Türkiye için önemli olduğuna dikkat çekerek, Balkanlar'ın sorununun çözülmesi, Balkanlar'da barış ve istikrarın sağlanması hem Türkiye hem bölge için önemlidir. Avrupa basınında bazıları ‘Balkanlar'da Türk etkisini kırmak lazım' diyerek son derece yanlış bir işe imza atıyorlar. Birilerinin Balkanlar'ı arka bahçe gibi görmesi Balkanlar'da istikrarı sağlamaz. Oraya katkı sağlayacak işler yapmak lazım, Türkiye Cumhuriyeti bunu yapmaktadır” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin gelişen savunma ihtiyaçları açısından altyapının güçlendirmesi çalışmasına önem verdiğini söyleyen Çelik, ”Dünyada savunma sanayindeki yarış çok büyük boyutlara erişmiş durumda. Dünyada savaşlar tarihi olarak bakıldığında yeni gelişen teknolojilerin savunma sanayi sistemine nasıl uyarlanacağı her zaman mesele olmuştur. Türkiye' de bugün oyun değiştirici güç olarak İHA, SİHA, TİHA dediğimiz yeni unsurlar devreye girmiştir. Sık sık Amerikan İngiliz, Rusya, Çin basınında stratejik analizlerle Türkiye'nin oyun değiştirici bir kabiliyete kavuştuğu ifade diliyor. Bu teknolojiye, imkana parasını versek bile ulaşamıyorduk. Bunun için sıraya koyuyorlardı. Bunların bu kadar kısa sürede geride bırakılması, bir dönüm noktasıdır. Bu kadar kaotik bir ortamda bu imkanlara kavuşuyor olmamız son derece önemlidir” ifadelerini kullandı.

En sıcak dış politika konusunun Afganistan olduğunun altını çizen Çelik, 16 Ağustos'tan itibaren 7 seferde bin 409 vatandaşın tahliye edildiğini belirterek, ”Kabil'deki havalimanında 6 yıldır orada görev yapıyorduk, NATO kapsamında oradaydık. 19 yıldır 20 yıldır Afganistan'da silahlı kuvvetlerimiz yaklaşık 6 yıldır havalimanı güvenliğini sağlıyor, işletiyordu. 20 binden fazla personel bu çerçevede görev yapmıştır. Böylesine zor bir ortamda 3-4 kere radikal bir şekilde dengelerin değiştiği bir ortamda, şanla şerefle, halkın teveccühünü alarak bu görevi gerçekleştirmiştir” diye konuştu.

Hamid Karzai Havalimanı'nın işletilmesine yönelik konuşan Çelik, ”Türkiye'ye böyle bir talep olursa bu ele alınır ama öncelikli mesele Mehmetçik güvenliği. Geçiş dönemi yakından takip ediyoruz. Diplomatik girişimlerimiz var. Bu geçiş dönemini işte yakın zamanda Taliban bir hükümet açıklayacağını söyledi. Bu geçiş dönemini sağlıklı bir şekilde olması için girişimlerimizi sürdürüyoruz. Tabii ki fiili güç olan Taliban'la da temaslarımız sürdürüyoruz. Hem kapsayıcı bir hükümet modelinin ortaya çıkması, hem istikrarın sağlanması konusunda yaklaşımlarımızı iletiyoruz. Tabi ki kadın hakları konusunda, temel hak ve hürriyetler konusunda, bütün kaygıların ortadan kalktığı bir tablonun ortaya çıkması gerektiğini ifade ediyoruz, geçmişteki bir takım sıkıntılı tabloların asla kabul edilemeyecek bir takım yaklaşımların hiçbir şekilde kabul edilir olmadığını ifade ediyoruz. Tarihi ilişkilerimiz, dostluk ilişkilerimiz bakımından bu değerlendirme yapılacaktır. Afganistan'ın zor bir dönemden geçtiğini görmüş olduk. Umuyoruz ki Afganistan tüm bu terör örgütlerinden temizlenmiş olur. Afgan halkının sorunları son bulur. Kış ayları gelmeden acilen harekete geçilmesi gereklidir. Afgan halkına, çocuklara, kadınlara, yaşlılara, dönük tedbir alınması gerekiyor. Bu insani kriz devam ederse bu insani kriz katlanarak artacaktır. Türkiye'nin hiçbir şekilde mülteci akınına karşı sınırını açması mümkün değildir. Bir tane mülteci alacak durumu yoktur” ifadelerini kullandı.

Kalkınmış ülkelerin uluslararası sorumluluklarını üçüncü ülkelere yüklemeye meraklı olduğunu ifade eden Çelik, ”Böyle bir yaklaşımın muhatabı hiç bir şekilde Türkiye olmayacaktır” dedi.

Sosyal medya düzenlemesine ilişkin konuşan Çelik, “Bu konuyla ilgili pek çok manipülasyon ve şikayetle karşılaşıyoruz. Yalan haberin ve manipülasyonun kolay yapıldığı bir zemin burası. Burasıyla ilgili bir düzenleme her zaman söz konusudur. Bunu Avrupa ülkeleri de yapmış. Sosyal medya bir özgürlük alanı, hem bunu güçlü bir şekilde korumak aynı zamanda yalan habere, insanların bireysel hakkını, bireyi koruyan bir yaklaşım oryaya koymak önemlidir. Sosyal medyada bireyin haklarının korunması bireylerin kendini güvende hissedeceği bir ortamda olması önemlidir. Eldeki mekanizmalar yeterince hızlı değil. Burada dikkat edilmesi gereken özgürlük prensibini koruyup bununla ilgili düzenlemeyi yapmak. İletişim Başkanlığı dünyadaki örnekleri ve yasal düzenlemeleri inceledi. Meclisten arkadaşlarımız bu çalışmanın içindedir. Bugün hem demokrasi hem bireyler açısından yalan haber büyük bir dezenformasyon olarak ortaya çıkıyor. Hem yabancı devletlerin hem devlet altı yapılar dediğimiz örgütlerin sosyal medyayı yoğun şekilde kullandığını görüyoruz. Burada psikolojik hareket dezenformasyon hareketleri çok güçlü bir şekilde yapılabiliyor. Burada zaman zaman görüyorsunuz Türkiye'nin ulusal güveliğini tehdit eden bir takım yalan haberler karşı karşıya kalıyoruz. Bir tartışma aşamasında bir olgunluğa eriştiğini söyleyemeyiz. Seçim kampanyalarına müdahale ediyorlar. Siz bakıyorsunuz verdiğiniz mesaj engellenebiliyor” diye konuştu.

"Seçim barajında verilen yüzde 7 mesajları dar ve daraltılmış bölge olacak mı?" sorusunu yanıtlayan Çelik, şunları kaydetti: ”Yüzde 7 seçim barajı netleşmiştir. Cumhur İttifakı yaklaşımı budur. Dar ve daraltılmış bölge ile ilgili verilmiş bir karar yoktur, birer taslak çalışması olarak görmek lazım. Çalışma olgunlaşana kadar, bütün maddelerde mutabakata varılana kadar böyle bir çalışma olduğunu ifade etmiyoruz.”

Tanju Özcan'ın bir kadına yönelik söylemlerine tepki gösteren Çelik, ”Bu insanlık dışı bir yaklaşım. Bir kişi bir konuda faşist bir açıklama yapıyorsa başka konuda ahlaksız bir açıklama yapar. Faşizm ve ahlaksızlık birbirinin ikiz kardeşidir. Bir kadınla ilgili son derece iğrenç bir ifadeyi büyük maharet gibi espri konusu olarak anlatıyor. Bir kadınla ilgili böyle bir değerlendirmede bulunmak insanlık dışı. Daha da vahimi, bunu vurgularken kadının kılık kıyafetini özellikle anlatıyor. Kıyafeti ne olursa olsun meseleyi hikaye etmeye çalışıyor. Çok önemli bir konudan bahsediyor. Özür dilerken bile 40 şerh koyuyor. Özür dilenecek bir insanın aklına geldikçe ömür boyu mahcup olacağı konuda utanmaz siyaset sürdürülüyor. Kadınlar hakkında Türkiye'de aşırı söylemlerin kullanıldığı vakalara rastlıyoruz. Bununla en önemlisi kültürel olarak mücadele etmek gerekir” dedi.

ABD'li senatörün Kıbrıs'ta yaptığı açıklamayla ilgili konuşan Çelik, TSK'nın barış için adada bulunduğuna dikkat çekerek, ”Türk silahlı Kuvvetleri boş yere orada bulunmuyor. Barış Harekatı çerçevesinde TSK buradan çekilsin demek, Rumlar Kıbrıs'ı işgal etsin demektir. Yapılan bir futbol maçında basit bir ziyarette bile ırkçı saldırılara maruz kalıyorlar insanlar, bu senatör gitmiş oraya ‘benim arzum Türk askerinin Kıbrıs'tan çekildiğini görmektir' demiş. Bunu hiçbir zaman göremeyecek. TSK orada KKTC güvenliğini sağlamaya devam edecek” diye konuştu.

CHP ilçe başkanının Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mesajı okunurken arkasını dönmesinin siyaset terbiyesine uymadığını söyleyen Çelik, ”Arkasını dönmesi tavrı siyaset terbiyesinden yoksunluğun ifadesidir. CHP sözcüsünün buna katılmadığını söylemesi de önemlidir. Birisinin çıkıp da Cumhurbaşkanı mesajı okunurken ‘Bunu AK Parti Genel Başkanı'na karşı yaptım' demesi saygısızlıktır. Siyaset adabı ve terbiyesi ile ilgili bir sorun olduğu görülüyor. Bizim ilçe başkanımızın da yaptığı açıklama yanlıştır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve aziz hatırasına karşı herkes dikkatli bir şekilde konuşmalıdır. Nutuk okuyan vatandaşlarımızı böyle nitelemek son derece yanlıştır. Nutuk okuyan ve Kur'an-ı Kerim okuyanları karşı karşıya getirmek son derece yanlıştır. Kutsal kitabımızı okunması kendi yararınadır. Türkiye Cumhuriyeti'nin nasıl kurulduğunu öğrenmesi açısından da Nutuk okunmasında fayda vardır. O büyük mücadeleyi önümüzde bir yıl gösterici olarak almak lazım. Bizim hiçbir şekilde katıldığımız bir söylem değildir. Buna herkesin dikkat etmesi gerekir” dedi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ispartamhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.