'Sepsiste erken tanı ve tedavi çok önemli'

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 13.09.2021 - 13:22, Güncelleme: 13.09.2021 - 13:22
 

'Sepsiste erken tanı ve tedavi çok önemli'

Isparta Şehir Hastanesi Yoğun Bakım Uzmanı Dr. Yağmur Kara, "Enfeksiyon varlığında sepsis tanısının gecikmesi tedaviye erken başlanmasını geciktirecek ve ölüm riskini artıracaktır. Sepsis acil tanı gerektiren bir durumdur." dedi
Isparta Şehir Hastanesi Yoğun Bakım Uzmanı Dr. Yağmur Kara, "Enfeksiyon varlığında sepsis tanısının gecikmesi tedaviye erken başlanmasını geciktirecek ve ölüm riskini artıracaktır. Sepsis acil tanı gerektiren bir durumdur." dedi Isparta Şehir Hastanesi Yoğun Bakım Uzmanı Dr. Yağmur Kara, enfeksiyon varlığında sepsisin erken tanısının önemine işaret ederek, "Enfeksiyon varlığında sepsis tanısının gecikmesi tedaviye erken başlanmasını geciktirecek ve sepsise bağlı ölüm riskini artıracaktır. Sepsis acil tanı ve tedavi gerektiren bir durumdur." açıklamasını yaptı. Kara, Dünya Sepsis Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, sepsisin görülme sıklığının kalp, kanser, inme gibi hastalıklardan daha fazla olduğunu belirtti. Kalın bağırsak ve meme kanserinden ölümlerin toplamından daha fazla insanın sepsis nedeniyle hayatını kaybettiğine dikkati çeken Kara, "Sepsis, her yıl dünyada 30 milyondan fazla insanı etkileyen ve yaklaşık 6 ila 8 milyon kişinin ölümüne neden olan bir hastalıktır. Dünyada her 3 saniyede bir kişinin ölümüne neden olmaktadır. Özellikle yaşlı nüfusun ve kanser vakalarının giderek artış gösterdiği gelişmekte olan ülkeler için artan bir tehlike olan sepsisin görülme sıklığı ne yazık ki son 20 yılda yüzde 140 oranında artış göstermiştir." bilgisini verdi. Sepsisin vücuttaki bir enfeksiyona karşı vücudun verdiği abartılı reaksiyon olduğunu, halk arasında "kan zehirlenmesi" denilse de bu deyimin çok doğru olmadığına işaret eden Kara, vücutta herhangi bir bölgede enfeksiyon varlığında buna karşı bağışıklık sisteminin reaksiyon göstermeye başladığını ve bunun kaçınılmaz olduğunu ancak eğer bu reaksiyon abartılı ve kontrolsüz olursa vücudun diğer doku ve organlarına zarar vermeye başladığını aktardı. "Erken tedavi ölüm oranını azaltır" Isparta Şehir Hastanesi Yoğun Bakım Uzmanı Dr. Yağmur Kara sepsiste erken tedaviye başlanmazsa organ yetersizlikleri, şok ve ölümün kaçınılmaz olduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Ne kadar çok organ yetmezliği arka arkaya gelişirse ölüm riski o kadar fazla olur. Organ yetmezliği henüz gelişmeden ya da çok daha az organı tutmuşken geri döndürülebilirse hastanın yaşama şansı artar. Yetmezlik gelişen organ sayısı arttıkça da yaşam şansı giderek azalır. Sepsiste ölüm oranı yüzde 30 ila 70 arasında seyretmektedir. Erken ve yeterli tedavi ölüm oranını azaltır." Toplum içerisinde oluşan sıradan enfeksiyonlarla sepsisin gelişmediğini aktaran Kara, daha önceden herhangi bir sağlık problemi olmayan kişilerde gelişen sıradan enfeksiyonların sepsise dönüşmesinin söz konusu olmadığını ifade etti. Bu faktörler sepsisin gelişimini kolaylaştırıyor Sepsisin cins, yaş ayrımı gözetmediğine, her yaş grubunda hastalığın gelişebileceğine ancak hastayla ilgili çeşitli faktörlerin gelişimini kolaylaştırdığına işaret eden Kara, bu faktörleri şu şekilde sıraladı: "Bağışıklık sisteminin yetersiz olduğu ileri yaş ve 1 yaş altı çocuklar. Bağışıklık sistemini etkileyen aşırı stres, travmalar, ameliyatlar, ciddi yanıklar, kemoterapi tedavileri. Bağışıklık sistemini bozan diyabet, obezite, kanser ya da steroid gibi ilaç kullanımı olanlar. Kalp, solunum, karaciğer, üriner sistem gibi organ sistemlerinde kronik yetmezliği olan kişiler. Beslenme yetersizliği mevcut olan bakım hastaları. Hastanede yatmakta olan kişiler." Isparta Şehir Hastanesi Yoğun Bakım Uzmanı Dr. Yağmur Kara, sepsisin bazen hekimler tarafından dahi anlaşılması ve tespit edilmesi zor bir hastalık olduğuna dikkati çekerek, hastalığın tek bir belirti veya bulgusunun olmadığını, birçok belirti ve bulgunun farklı kombinasyonlarla bir araya gelmesiyle belirti verdiğini anlattı. Sepsisin bir enfeksiyon hastalığı sonucunda ortaya çıktığından öncelikle kaynaklandığı organa bağlı enfeksiyon belirtileri olarak öksürük, balgam, boğaz ağrısı, ishal ya da kusma gibi belirtileri olduğunu aktaran Kara, "Buna ek olarak, titreme, ateş, halsizlik, ağrı, nemli veya terli cilt görülür. Ancak bu belirtiler dışında, aşırı halsizlikle birlikte şuurda bulanma, ateşin çok yüksek ya da çok düşük olması, sık nefes alıp verme, kalp atışında aşırı artış, tansiyon düşüklüğü, idrar yapmada azalma gibi organ yetersizlik belirtileri enfeksiyonun sepsise dönüşmekte olduğunu gösteren habercilerdir." ifadelerini kullandı. Sepsisten korunma yolları Sepsise yakalanmamak için öncelikle enfeksiyondan korunmak gerektiğine dikkati çeken Kara, özellikle yüksek riskli kişilerin enfeksiyondan korunmasının önemine işaret ederek, bu kişilerde hekim kontrolünde yapılacak antiviral ve pnömokok aşıların enfeksiyon gelişimini engelleyeceğini ya da enfeksiyon gelişse dahi sepsise dönüşüm riskini azaltacağını belirtti. Isparta Şehir Hastanesi Yoğun Bakım Uzmanı Dr. Yağmur Kara sepsisin önüne geçecek en kolay ve en ucuz yolun el yıkama alışkanlığı olduğuna işaret ederek, "Maalesef toplumda el yıkama alışkanlığımız istenilen düzeyde değil. Enfeksiyon varlığında sepsisin erken tanısı çok önemlidir. Enfeksiyon varlığında sepsis tanısının gecikmesi tedaviye erken başlanmasını geciktirecek ve sepsise bağlı ölüm riskini artıracaktır. Sepsis acil tanı ve tedavi gerektiren bir durumdur. Bu nedenle sepsis belirtileri tespit edilirse vakit kaybedilmeden hastaneye başvurulmalıdır." değerlendirmesini yaptı. Tedavinin başarısındaki en büyük engel antibiyotik direnci Sepsis tedavisinde başarının önündeki en büyük engelin antibiyotik direnci olduğunu aktaran Kara, hekim kontrolünde yapılmayan gereksiz antibiyotik tedavilerinin, mikropların birçok antibiyotiğe direnci artırdığını, bu durumun da sepsisin ölümcül seyretmesinin ana nedeninden biri olduğunu vurguladı. Kara, sepsisten şüphelenildiğinde hemen bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğini belirterek, şu uyarılarda bulundu: "Sepsis belirtileri ortaya çıkan hastada ilk 6 saat içinde tedavi başlatılmalıdır. Bu durumda hastaların hayatta kalma oranları yüzde 80'in üzerine çıkabilmekte iken doğru antibiyotik tedavisi başlanmasındaki her 1 saatlik gecikme, hastanın hayatta kalma şansını yüzde 7,6 oranında azaltmaktadır. Sepsis tam donanımlı sağlık kuruluşlarında multidisipliner yaklaşımla yoğun bakım ünitelerinde takip ve tedavi edilmelidir. Sepsiste ana hedef enfeksiyon kaynağını yok etmektir. Bunun için doğru antibiyotik kullanımı şarttır. Ancak bazen antibiyotik tedavisinin yanı sıra ameliyat dahil başka enfeksiyon kontrol yöntemlerine başvurulur. Enfeksiyon tedavisinin yanı sıra sepsis tablosunda organ yetersizlikleri olacağından organ destek tedavileri yapılır."
Isparta Şehir Hastanesi Yoğun Bakım Uzmanı Dr. Yağmur Kara, "Enfeksiyon varlığında sepsis tanısının gecikmesi tedaviye erken başlanmasını geciktirecek ve ölüm riskini artıracaktır. Sepsis acil tanı gerektiren bir durumdur." dedi

Isparta Şehir Hastanesi Yoğun Bakım Uzmanı Dr. Yağmur Kara, "Enfeksiyon varlığında sepsis tanısının gecikmesi tedaviye erken başlanmasını geciktirecek ve ölüm riskini artıracaktır. Sepsis acil tanı gerektiren bir durumdur." dedi

Isparta Şehir Hastanesi Yoğun Bakım Uzmanı Dr. Yağmur Kara, enfeksiyon varlığında sepsisin erken tanısının önemine işaret ederek, "Enfeksiyon varlığında sepsis tanısının gecikmesi tedaviye erken başlanmasını geciktirecek ve sepsise bağlı ölüm riskini artıracaktır. Sepsis acil tanı ve tedavi gerektiren bir durumdur." açıklamasını yaptı.

Kara, Dünya Sepsis Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, sepsisin görülme sıklığının kalp, kanser, inme gibi hastalıklardan daha fazla olduğunu belirtti.

Kalın bağırsak ve meme kanserinden ölümlerin toplamından daha fazla insanın sepsis nedeniyle hayatını kaybettiğine dikkati çeken Kara, "Sepsis, her yıl dünyada 30 milyondan fazla insanı etkileyen ve yaklaşık 6 ila 8 milyon kişinin ölümüne neden olan bir hastalıktır. Dünyada her 3 saniyede bir kişinin ölümüne neden olmaktadır. Özellikle yaşlı nüfusun ve kanser vakalarının giderek artış gösterdiği gelişmekte olan ülkeler için artan bir tehlike olan sepsisin görülme sıklığı ne yazık ki son 20 yılda yüzde 140 oranında artış göstermiştir." bilgisini verdi.

Sepsisin vücuttaki bir enfeksiyona karşı vücudun verdiği abartılı reaksiyon olduğunu, halk arasında "kan zehirlenmesi" denilse de bu deyimin çok doğru olmadığına işaret eden Kara, vücutta herhangi bir bölgede enfeksiyon varlığında buna karşı bağışıklık sisteminin reaksiyon göstermeye başladığını ve bunun kaçınılmaz olduğunu ancak eğer bu reaksiyon abartılı ve kontrolsüz olursa vücudun diğer doku ve organlarına zarar vermeye başladığını aktardı.

"Erken tedavi ölüm oranını azaltır"

Isparta Şehir Hastanesi Yoğun Bakım Uzmanı Dr. Yağmur Kara sepsiste erken tedaviye başlanmazsa organ yetersizlikleri, şok ve ölümün kaçınılmaz olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Ne kadar çok organ yetmezliği arka arkaya gelişirse ölüm riski o kadar fazla olur. Organ yetmezliği henüz gelişmeden ya da çok daha az organı tutmuşken geri döndürülebilirse hastanın yaşama şansı artar. Yetmezlik gelişen organ sayısı arttıkça da yaşam şansı giderek azalır. Sepsiste ölüm oranı yüzde 30 ila 70 arasında seyretmektedir. Erken ve yeterli tedavi ölüm oranını azaltır."

Toplum içerisinde oluşan sıradan enfeksiyonlarla sepsisin gelişmediğini aktaran Kara, daha önceden herhangi bir sağlık problemi olmayan kişilerde gelişen sıradan enfeksiyonların sepsise dönüşmesinin söz konusu olmadığını ifade etti.

Bu faktörler sepsisin gelişimini kolaylaştırıyor

Sepsisin cins, yaş ayrımı gözetmediğine, her yaş grubunda hastalığın gelişebileceğine ancak hastayla ilgili çeşitli faktörlerin gelişimini kolaylaştırdığına işaret eden Kara, bu faktörleri şu şekilde sıraladı:

"Bağışıklık sisteminin yetersiz olduğu ileri yaş ve 1 yaş altı çocuklar. Bağışıklık sistemini etkileyen aşırı stres, travmalar, ameliyatlar, ciddi yanıklar, kemoterapi tedavileri. Bağışıklık sistemini bozan diyabet, obezite, kanser ya da steroid gibi ilaç kullanımı olanlar. Kalp, solunum, karaciğer, üriner sistem gibi organ sistemlerinde kronik yetmezliği olan kişiler. Beslenme yetersizliği mevcut olan bakım hastaları. Hastanede yatmakta olan kişiler."

Isparta Şehir Hastanesi Yoğun Bakım Uzmanı Dr. Yağmur Kara, sepsisin bazen hekimler tarafından dahi anlaşılması ve tespit edilmesi zor bir hastalık olduğuna dikkati çekerek, hastalığın tek bir belirti veya bulgusunun olmadığını, birçok belirti ve bulgunun farklı kombinasyonlarla bir araya gelmesiyle belirti verdiğini anlattı.

Sepsisin bir enfeksiyon hastalığı sonucunda ortaya çıktığından öncelikle kaynaklandığı organa bağlı enfeksiyon belirtileri olarak öksürük, balgam, boğaz ağrısı, ishal ya da kusma gibi belirtileri olduğunu aktaran Kara, "Buna ek olarak, titreme, ateş, halsizlik, ağrı, nemli veya terli cilt görülür. Ancak bu belirtiler dışında, aşırı halsizlikle birlikte şuurda bulanma, ateşin çok yüksek ya da çok düşük olması, sık nefes alıp verme, kalp atışında aşırı artış, tansiyon düşüklüğü, idrar yapmada azalma gibi organ yetersizlik belirtileri enfeksiyonun sepsise dönüşmekte olduğunu gösteren habercilerdir." ifadelerini kullandı.

Sepsisten korunma yolları

Sepsise yakalanmamak için öncelikle enfeksiyondan korunmak gerektiğine dikkati çeken Kara, özellikle yüksek riskli kişilerin enfeksiyondan korunmasının önemine işaret ederek, bu kişilerde hekim kontrolünde yapılacak antiviral ve pnömokok aşıların enfeksiyon gelişimini engelleyeceğini ya da enfeksiyon gelişse dahi sepsise dönüşüm riskini azaltacağını belirtti.

Isparta Şehir Hastanesi Yoğun Bakım Uzmanı Dr. Yağmur Kara sepsisin önüne geçecek en kolay ve en ucuz yolun el yıkama alışkanlığı olduğuna işaret ederek, "Maalesef toplumda el yıkama alışkanlığımız istenilen düzeyde değil. Enfeksiyon varlığında sepsisin erken tanısı çok önemlidir. Enfeksiyon varlığında sepsis tanısının gecikmesi tedaviye erken başlanmasını geciktirecek ve sepsise bağlı ölüm riskini artıracaktır. Sepsis acil tanı ve tedavi gerektiren bir durumdur. Bu nedenle sepsis belirtileri tespit edilirse vakit kaybedilmeden hastaneye başvurulmalıdır." değerlendirmesini yaptı.

Tedavinin başarısındaki en büyük engel antibiyotik direnci

Sepsis tedavisinde başarının önündeki en büyük engelin antibiyotik direnci olduğunu aktaran Kara, hekim kontrolünde yapılmayan gereksiz antibiyotik tedavilerinin, mikropların birçok antibiyotiğe direnci artırdığını, bu durumun da sepsisin ölümcül seyretmesinin ana nedeninden biri olduğunu vurguladı.

Kara, sepsisten şüphelenildiğinde hemen bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğini belirterek, şu uyarılarda bulundu:

"Sepsis belirtileri ortaya çıkan hastada ilk 6 saat içinde tedavi başlatılmalıdır. Bu durumda hastaların hayatta kalma oranları yüzde 80'in üzerine çıkabilmekte iken doğru antibiyotik tedavisi başlanmasındaki her 1 saatlik gecikme, hastanın hayatta kalma şansını yüzde 7,6 oranında azaltmaktadır. Sepsis tam donanımlı sağlık kuruluşlarında multidisipliner yaklaşımla yoğun bakım ünitelerinde takip ve tedavi edilmelidir. Sepsiste ana hedef enfeksiyon kaynağını yok etmektir. Bunun için doğru antibiyotik kullanımı şarttır. Ancak bazen antibiyotik tedavisinin yanı sıra ameliyat dahil başka enfeksiyon kontrol yöntemlerine başvurulur. Enfeksiyon tedavisinin yanı sıra sepsis tablosunda organ yetersizlikleri olacağından organ destek tedavileri yapılır."

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ispartamhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.