CHP’den İnsan Hakları Açıklaması

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 10.12.2020 - 15:38, Güncelleme: 10.12.2020 - 15:38
 

CHP’den İnsan Hakları Açıklaması

Dünya İnsan Hakları Günü sebebiyle bir açıklama yapan CHP Isparta İnsan Hakları Komisyonu Sorumlusu Av. Ferhat Özdemir,  “Ülkemizde temel hak ve özgürlüklerin güvence altında olduğunu söyleyebilmekten, COVİD-19 salgınında sağlıklı yaşam hakkımızı kullanabilmekten ne yazık ki çok uzağız” dedi. Merkez İlçe Başkanı Erdal İnceayan ise yurtta yaşanan insan hakları ihlallerine değindi.
10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü sebebiyle CHP İl Merkezinde düzenlenen basın toplantısında konuşan Av. Ferhat Özdemir, “Sahip olduğumuz hakların kilometre taşı olan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilişinin 72. yılındayız. Beyannamenin kabulünün yıldönümünde; ülkemizde temel hak ve özgürlüklerin güvence altında olduğunu söyleyebilmekten, COVİD-19 salgınında sağlıklı yaşam hakkımızı kullanabilmekten ne yazık ki çok uzağız” dedi. TEK ADAM REJİMİ Özdemir, açıklamasında “İçinde yaşadığımız tek adam rejimi; hukukun üstünlüğünün değil üstünlerin hukukunun meşrulaştırılmaya çalışıldığı çarpık, çürümüş bir rejimdir. 15 Temmuz hain darbe girşiminin ardından, tek adam rejiminin yarattığı 20 Temmuz sivil darbesiyle birlikte ülkemizde hak ihlalleri katlanarak artmıştır. Ülkemizin hak ve özgürlükler karnesi, eşit-özgür ve adil bir dünya için mücadele eden bizler ve hak savunucuları açısından, hak etmediğimiz bir utanç tablosudur” ifadelerini kullandı. ÇOKLU HAK İHLALLERİ CHP Isparta İl İnsan Hakları Komisyonu sorumlusu Av. Ferhat Özdemir, “ Türkiye, ‘Özgür Olmayan Ülkeler’ kategorisinde yer almış, son 10 yılda dünya genelinde özgürlüklerin en çok gerilediği ikinci ülke konumuna düşürülmüştür.  Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde; Türkiye 2020 yılında 128 ülke içinde 107. sıraya gerilemiş, Türkiye; Avrupa insan Hakları Mahkemesi'ne başvuruda, 9 bin 250 başvuruyla ikinci sırada yer almıştır. Barış Bildirisine imza atan akademisyenlerin, düşünce ve ifade özgürlüğüne ilişkin haklarının ihlal edildiğine ilişkin Anayasa Mahkemesi'nin Temmuz 2019'daki kararına rağmen OHAL Komisyonu tarafından hala görevlerine iade edilmemişlerdir. KHK ile ihraç edilen, haklarında soruşturma sonrasında takipsizlik ya da beraat kararı verilen vatandaşlar, yargı önünde aklanmış olmalarına rağmen, yargı kararları hiçe sayılarak görevlerine iade edilmemiş, çoklu hak ihlalleriyle baş başa bırakılmıştır. Genel Başkanımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu tarafından açıklanan ve 37. Olağan Kurultay delegelerinin tamamı tarafından imzalanan "2. Yüzyıla Çağrı” beyannamemizde de yer aldığı üzere; İktidarımız döneminde; Güçlendirilmiş Demokratik Parlamenter Sisteme geçilecektir. Düşünceyi ifade, örgütlenme ve basın özgürlüğü koşulsuz güvence altına alınacaktır.   Meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşları üzerindeki her türlü baskıya son verilecektir. Medya özgürlüğü evrensel ölçülerde güvence altına alınacaktır. Türkiye'nin toplumsal barışı ve huzuru sağlanacaktır. Toplumsal barış ve huzurun sağlanması için; başta Kürt sorunu olmak üzere tüm toplumsal sorunlarımız demokrasi temelinde ve TBMM'nin öncülüğünde çözülecektir. Toplumsal barışın kalıcı hale getirilmesi için tüm terör örgütleri ve yeraltı suç örgütleri ile mücadele ödün vermeksizin sürdürülecektir.  Türkiye'nin tam bağımsızlığı, demokrasisi ve üniter yapısı güçlendirilecektir.   Kadın-erkek fırsat eşitliği sağlanacak, kadına yönelik şiddetin önlenmesi öncelikli bir devlet politikası haline getirilecektir. Cumhuriyet Halk Partisi; sağlık hakkından yaşam hakkına, eğitim hakkından barınma hakkına temel haklarımızın önündeki erişim engellerinin kaldırılmasının ve insan hakları ihlallerinin önlenmesinin güvencesidir. Saray iktidarı unutmamalıdır ki; bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğar. Dokunulamaz, devredilemez, ertelenemez olan temel hak ve hürriyetleri hiç kimsenin, hiçbir rejimin, hiçbir iktidarın geri alma hakkı yoktur” şeklinde konuştu. MERKEZ İLÇE BAŞKANI İHLALLERİ SAYDI Düzenlenen toplantıda CHP Merkez İlçe Başkanı Erdal İnceayan da yurt genelinde bir çok insan hakları ihlalinin yaşandığını ileri sürerek, çeşitli örnekler verdi. İnceayan, açıklamasında şunlara değindi; 1. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 1. Maddesi’nde şöyle geçer: “Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar.” Netice itibarıyla insan hakları insanın insan olması hasebiyle sahip olduğu çekirdek hakları koruma altına alır ve kişinin hiçbir şekilde bu haklardan feragat etmesi mümkün değildir. Yaşama hakkı, seyahat özgürlüğü, seçme ve seçilme hakkı, eğitim hakkı bu temel haklardandır. İnsan haklarının temel ilkeleri evrensellik, bölünemezlik ve devredilemezliktir. 2. Cezaevleri şartları. 3. Ayrımcılık 4. Kadınlara Yönelik Şiddet ve kadın cinayetleri. 5. Mülteci ve Göçmenlerin Hakları. 6. İşkence ve Diğer Kötü Muameleler. 7.Taciz, tecavüz, baskı  ve istismar. 8. Kız çocuklarının hala günümüzde bile okutulmamasına yönelik baskılar. Çocuk gelinler. 9. Kadınların çalışması, ne şekilde giyinip, ne şekilde hareket etmelerinin belirlenmesi. 10. P.Weboya zenci denmesi ne kadar insanlık dışı bir tanımlama ve ayrımcılıksa çingene, tahtacı, alevi, kızılbaş  gibi cümleleri de kullanmak aynıdır. 11.MOBİNG günümüzde en fazla görülen insanlık dışı psikolojik baskı eylemidir. Devlet daireleri, Bürokrasi başta olmak üzere tüm işletmelerde sıkça karşılaştığımız ve duyduğumuz en iğrenç uygulamadır. Şikayetçi, yargıç ve mağdur aynı şahıs olamaz. Her biri ayrı ve tarafsız olmalıdır. 12.Yapılan sosyal yardımların belli siyasi görüşe sahip kişiler ayrı tutularak yapıldığı işe yerleştirmelerin belli siyasi görüşteki şahıslara öncelikli uygulandığı. Veya bu algının kullanıldığı. 13.Toplum ve mahalle baskısı diye tabir ettiğimiz belli inanç veya kültürel yapının tüm insanlara dayatılmasına yönelik sosyolojik ve psikolojik baskılar. 14. Medeni kanun varken bu kanuna uymayan çeşitli beklentilerin ve dayatmaların devlet kurumlarından bazılarının aleyhte açıklamalarda bulunmalarının üniter devlet profiline zarar verdiği. 15.Çeşitli KHK lar ile toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin engellenmesi bu topluma fayda getirmeyeceği gibi toplumun kendini ifade etme haklarının elinden alınmasına ve toplumun gerilmesine neden olur. Sorun çözüm yerine büyüyerek çözümsüz noktalara sürüklenir. Çifte standart uygulamalardan kaçınmak gerekir. Birilerinin özgürce kullandığı hakları diğerleri de kullanabilmelidir. Pandemi süreci bile bu tür ayrımcı  tutum ve uygulamalarla doludur. 16. Anayasanın 34. maddesine göre “Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.” Ancak aynı madde içerisinde yer alan “millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın korunması” amacıyla sınırlama yapılabileceği cümlesi toplantı ve gösteri özgürlüğünü yargı ve güvenlik güçlerinin insafına bırakıyor. 17. Türkiye’nin iktidar eliyle gazeteci, akademisyen ve siyasetçi hapishanesi haline getirildiği; Seçilmiş milletvekilleri, belediye başkanları ve genel başkanların hapsedildiği, ifade özgürlüğünün yok edildiği, belediyelere ve siyasete mafya usulü el konulduğu bir dönemde 10 Aralık insan hakları gününün ve anlamının ne olduğunu topluma daha fazla anlatmalı ve haklarının her gün daha çok nasıl gasp edildiğini belirtmemiz gerekiyor” BORA TÜFEKLİ
Dünya İnsan Hakları Günü sebebiyle bir açıklama yapan CHP Isparta İnsan Hakları Komisyonu Sorumlusu Av. Ferhat Özdemir,  “Ülkemizde temel hak ve özgürlüklerin güvence altında olduğunu söyleyebilmekten, COVİD-19 salgınında sağlıklı yaşam hakkımızı kullanabilmekten ne yazık ki çok uzağız” dedi. Merkez İlçe Başkanı Erdal İnceayan ise yurtta yaşanan insan hakları ihlallerine değindi.

10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü sebebiyle CHP İl Merkezinde düzenlenen basın toplantısında konuşan Av. Ferhat Özdemir, “Sahip olduğumuz hakların kilometre taşı olan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilişinin 72. yılındayız. Beyannamenin kabulünün yıldönümünde; ülkemizde temel hak ve özgürlüklerin güvence altında olduğunu söyleyebilmekten, COVİD-19 salgınında sağlıklı yaşam hakkımızı kullanabilmekten ne yazık ki çok uzağız” dedi.

TEK ADAM REJİMİ

Özdemir, açıklamasında “İçinde yaşadığımız tek adam rejimi; hukukun üstünlüğünün değil üstünlerin hukukunun meşrulaştırılmaya çalışıldığı çarpık, çürümüş bir rejimdir. 15 Temmuz hain darbe girşiminin ardından, tek adam rejiminin yarattığı 20 Temmuz sivil darbesiyle birlikte ülkemizde hak ihlalleri katlanarak artmıştır. Ülkemizin hak ve özgürlükler karnesi, eşit-özgür ve adil bir dünya için mücadele eden bizler ve hak savunucuları açısından, hak etmediğimiz bir utanç tablosudur” ifadelerini kullandı.

ÇOKLU HAK İHLALLERİ

CHP Isparta İl İnsan Hakları Komisyonu sorumlusu Av. Ferhat Özdemir, “ Türkiye, ‘Özgür Olmayan Ülkeler’ kategorisinde yer almış, son 10 yılda dünya genelinde özgürlüklerin en çok gerilediği ikinci ülke konumuna düşürülmüştür.

 Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde; Türkiye 2020 yılında 128 ülke içinde 107. sıraya gerilemiş,

Türkiye; Avrupa insan Hakları Mahkemesi'ne başvuruda, 9 bin 250 başvuruyla ikinci sırada yer almıştır.

Barış Bildirisine imza atan akademisyenlerin, düşünce ve ifade özgürlüğüne ilişkin haklarının ihlal edildiğine ilişkin Anayasa Mahkemesi'nin Temmuz 2019'daki kararına rağmen OHAL Komisyonu tarafından hala görevlerine iade edilmemişlerdir. KHK ile ihraç edilen, haklarında soruşturma sonrasında takipsizlik ya da beraat kararı verilen vatandaşlar, yargı önünde aklanmış olmalarına rağmen, yargı kararları hiçe sayılarak görevlerine iade edilmemiş, çoklu hak ihlalleriyle baş başa bırakılmıştır.

Genel Başkanımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu tarafından açıklanan ve 37. Olağan Kurultay delegelerinin tamamı tarafından imzalanan "2. Yüzyıla Çağrı” beyannamemizde de yer aldığı üzere;

İktidarımız döneminde; Güçlendirilmiş Demokratik Parlamenter Sisteme geçilecektir. Düşünceyi ifade, örgütlenme ve basın özgürlüğü koşulsuz güvence altına alınacaktır.   Meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşları üzerindeki her türlü baskıya son verilecektir.

Medya özgürlüğü evrensel ölçülerde güvence altına alınacaktır.

Türkiye'nin toplumsal barışı ve huzuru sağlanacaktır. Toplumsal barış ve huzurun sağlanması için; başta Kürt sorunu olmak üzere tüm toplumsal sorunlarımız demokrasi temelinde ve TBMM'nin öncülüğünde çözülecektir. Toplumsal barışın kalıcı hale getirilmesi için tüm terör örgütleri ve yeraltı suç örgütleri ile mücadele ödün vermeksizin sürdürülecektir.

 Türkiye'nin tam bağımsızlığı, demokrasisi ve üniter yapısı güçlendirilecektir.

  Kadın-erkek fırsat eşitliği sağlanacak, kadına yönelik şiddetin önlenmesi öncelikli bir devlet politikası haline getirilecektir.

Cumhuriyet Halk Partisi; sağlık hakkından yaşam hakkına, eğitim hakkından barınma hakkına temel haklarımızın önündeki erişim engellerinin kaldırılmasının ve insan hakları ihlallerinin önlenmesinin güvencesidir.

Saray iktidarı unutmamalıdır ki; bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğar. Dokunulamaz, devredilemez, ertelenemez olan temel hak ve hürriyetleri hiç kimsenin, hiçbir rejimin, hiçbir iktidarın geri alma hakkı yoktur” şeklinde konuştu.

MERKEZ İLÇE BAŞKANI İHLALLERİ SAYDI

Düzenlenen toplantıda CHP Merkez İlçe Başkanı Erdal İnceayan da yurt genelinde bir çok insan hakları ihlalinin yaşandığını ileri sürerek, çeşitli örnekler verdi.

İnceayan, açıklamasında şunlara değindi;

1. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 1. Maddesi’nde şöyle geçer: “Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar.” Netice itibarıyla insan hakları insanın insan olması hasebiyle sahip olduğu çekirdek hakları koruma altına alır ve kişinin hiçbir şekilde bu haklardan feragat etmesi mümkün değildir. Yaşama hakkı, seyahat özgürlüğü, seçme ve seçilme hakkı, eğitim hakkı bu temel haklardandır.

İnsan haklarının temel ilkeleri evrensellik, bölünemezlik ve devredilemezliktir.

2. Cezaevleri şartları.

3. Ayrımcılık

4. Kadınlara Yönelik Şiddet ve kadın cinayetleri.

5. Mülteci ve Göçmenlerin Hakları.

6. İşkence ve Diğer Kötü Muameleler.

7.Taciz, tecavüz, baskı  ve istismar.

8. Kız çocuklarının hala günümüzde bile okutulmamasına yönelik baskılar. Çocuk gelinler.

9. Kadınların çalışması, ne şekilde giyinip, ne şekilde hareket etmelerinin belirlenmesi.

10. P.Weboya zenci denmesi ne kadar insanlık dışı bir tanımlama ve ayrımcılıksa çingene, tahtacı, alevi, kızılbaş  gibi cümleleri de kullanmak aynıdır.

11.MOBİNG günümüzde en fazla görülen insanlık dışı psikolojik baskı eylemidir. Devlet daireleri, Bürokrasi başta olmak üzere tüm işletmelerde sıkça karşılaştığımız ve duyduğumuz en iğrenç uygulamadır. Şikayetçi, yargıç ve mağdur aynı şahıs olamaz. Her biri ayrı ve tarafsız olmalıdır.

12.Yapılan sosyal yardımların belli siyasi görüşe sahip kişiler ayrı tutularak yapıldığı işe yerleştirmelerin belli siyasi görüşteki şahıslara öncelikli uygulandığı. Veya bu algının kullanıldığı.

13.Toplum ve mahalle baskısı diye tabir ettiğimiz belli inanç veya kültürel yapının tüm insanlara dayatılmasına yönelik sosyolojik ve psikolojik baskılar.

14. Medeni kanun varken bu kanuna uymayan çeşitli beklentilerin ve dayatmaların devlet kurumlarından bazılarının aleyhte açıklamalarda bulunmalarının üniter devlet profiline zarar verdiği.

15.Çeşitli KHK lar ile toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin engellenmesi bu topluma fayda getirmeyeceği gibi toplumun kendini ifade etme haklarının elinden alınmasına ve toplumun gerilmesine neden olur. Sorun çözüm yerine büyüyerek çözümsüz noktalara sürüklenir. Çifte standart uygulamalardan kaçınmak gerekir. Birilerinin özgürce kullandığı hakları diğerleri de kullanabilmelidir. Pandemi süreci bile bu tür ayrımcı  tutum ve uygulamalarla doludur.

16. Anayasanın 34. maddesine göre “Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.” Ancak aynı madde içerisinde yer alan “millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın korunması” amacıyla sınırlama yapılabileceği cümlesi toplantı ve gösteri özgürlüğünü yargı ve güvenlik güçlerinin insafına bırakıyor.

17. Türkiye’nin iktidar eliyle gazeteci, akademisyen ve siyasetçi hapishanesi haline getirildiği; Seçilmiş milletvekilleri, belediye başkanları ve genel başkanların hapsedildiği, ifade özgürlüğünün yok edildiği, belediyelere ve siyasete mafya usulü el konulduğu bir dönemde 10 Aralık insan hakları gününün ve anlamının ne olduğunu topluma daha fazla anlatmalı ve haklarının her gün daha çok nasıl gasp edildiğini belirtmemiz gerekiyor” BORA TÜFEKLİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ispartamhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.